Dupduru, yer yer hüzünlü, yer yer coşkulu ama hep çağıldayan, insana kendini iyi hissettiren bir anlatım...
Üç kuşak boyunca anlatılan, sonun da mutlaka kapanacak bir hesap...
Ben bu kitabı çok beğendim diyebilirim...
Bilhassa araya kattığı güzel espiriler ve aforizmalar güçlü kalemle birleşince ortaya şahane bir eser çıkmış oldu.
Yazar olarak Selahattin Demirtaş'ın kalemini beğeniyorum ve gün geçtikçe gelişen bir yazar olduğunu düşünüyorum.
Kitaptan sevdiğim iki alıntı;
1. Empati, kendini başkasının yerine koymak değildir bence. Kendini asla başkasının yerine koymayacağının farkında olmaktır. Ateşin düştüğü yeri yaktığını bilmektir, herkesin hikâyesininin özgün ve değerli olduğuna inanmaktır. [sayfa 184]
2. Hikayesini bilmediğiniz insanı anlayamazsınız, anlamadığınız insanı sevemezsiniz. [sayfa 237]
Kuş uçmaz, kervan geçmez bir yerdesin,
Su olsan kimse içmez,
Yol olsan kimse geçmez,
Elin adamı ne anlar senden?
Çıkarsın bir dağ başına,
Bir ağaç bulursun
Tellersin pullarsın
Gelin eylersin.
Bir de bulutları görürsün,
Bir de bulutları görürsün,
Bir de bulutları görürsün,
Köpürmüş gelen bulutları.
Başka ne gelir elden?
Çın çın ötüyor yüreğimin kökünde şu dünyanın ıssızlığı...
Tanrı kimsenin başına vermesin böyle bir yalnızlığı!