saplantı iki kişilik bir oyun değildi; yalnızca bir kişi içindi.
Sayfa 159Kitabı okudu
katia bugün çok duru bir biçimde düşünebiliyordu beyni hızla işliyordu. bir kadınla tenis oynamayan bir erkek ne işe yarardı? bir kere olsun? o kadar dayanılmaz bir işkence miydi bu? iyi bir kadının yoldaşlığı yeterince eğlenceli,keyifli değil miydi? her şey bir yana, oyunu oyun yapan şey, çekiciliği değil miydi? bir kadınla bir erkeğin tenis oynaması, bir baştan çıkarma, sevimli bir çekişme, ben Tarzan sense Jane, türünden bir şeydi. oysa iki erkek tarafından oynandığında tenis giderek ormandaki ilkel bir muz yarışına dönüşüyordu; oyun bittiğinde önemli olan tek şey, “en büyük muzu kimin kaptığı” idi.
Sayfa 206Kitabı okudu
Reklam
sonu gelmez yürüyüşlerin hiçbir hedefi, yolculukların sonunda onu bekleyen herhangi bir ödül yoktu. gerçekte peşinde olduğu şey, iç huzuruydu, ama onu herhangi bir yerde bulması olanaksızdı elbette.
Sayfa 203Kitabı okudu
insanın yaşamını geride bırakıp gitmesinin -her şeyi bırakmanın- ne demek olduğunu kimse bilemezdi: yapılmamış yatağını, pencerenin pervazındaki donmuş sütü. kafasını hafifçe okşadıktan sonra, biricik kedini, canından değerli kitaplarını, fotoğraflarını, yaşamını, her şeyi zihnindeki bir hayalet kente dönüştürmek.
Sayfa 108Kitabı okudu
öte yandan, kendini meşgul etmeye, beynini yeni düşüncelerle ve deneyimlerle doldurmaya ne kadar çalışırsa çalışsın, Katia’nın hayaletinden kurtulamıyordu.
Sayfa 301Kitabı okudu
Oysa dinlemesini bilmek, kadın olmanın bir parçasıydı. Kocalar, sevgililer, erkek arkadaşlar ve çocuklar kadının bu özelliğini doyasıya sömürüyor, bundan güç alıyordu. Ev kadınlarının televizyondaki pembe dizilere böylesine bağımlı olmalarının nedeni, bununda başkalarının sorunlarını dinlemenin bir başka biçimi olmasıydı.
Reklam
33 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.