En eski ve en sık çürütülen efsanelerimizden biri, insanın düşüncelerinin yüzüne yansıdığı, gözlerin ruha açılan pencereler olduğudur. Bu doğru değil. İnsanın yüzüne yalnızca hastalık yansır - ya da yenilgiyle ümitsizlik ki onlar da farklı birer hastalıktır zaten...
Sayfa 235 - Sel*...Kitabı okuyor
Karanlık basar. Fakat zannettikleri gibi asırlarca değil. O gecenin sabahına kadar... Sabah güneşiyle beraber gözler, gönüller yeninden aydınlanır... Eski vehimler, korkular, hastalık gecelerinin rüyaları gibi bir bulanık hatıradan ibaret kalır...
Reklam
Çok uzun zamandır okullar, rekabet devletinin çeşitli testlerde yüksek puan alan "fırsatçı birey" talebini karşılamak üzere iş görüyor. Geleceğin vatandaşlarına, kendi menfaatlerine hizmet edebileceği için değil, doğru olduğu için doğru olanı yapmayı öğretmeliyiz. Böyle bir yetiştirilişin fırsatçılığın tam tersi olduğunu ; kitabın
İletişim YayınlarıKitabı okudu
Ter kokusu , eski hastalık kokusu , ağız kokusu , ayak kokusu , beden kokusu , yanık omlet kokusu , kavrulmuş soğan kokusu , kaynatılmış ilaç kokusu , peynir kokusu , çocuk kakası kokusu , ergenleşmiş oğlan odası kokusu , sokaktan gelmiş buhar kokusu , ölü kokuları , can çekişenlerin kokuları ; hepsi yaşıyor hâlâ , özelliklerini koruyor . Nereden geldiği belli olmayan ama izleri kalmış daha ne kokular yok ki !
Birçok insan öykülerini neredeyse bedavaya veriyor, hatta bazıları hiç değeri olmayan bir şey için onlara para teklif etmeme şaşırıyor. Bazıları da o ana kadar tek başına taşıdıkları yükü teslim edecek birinin olmasından memnun. Benim kazancım ne? Eski bir hastalık ve şimdi satın aldığım öyküler sayesinde farklı zamanların koridorlarında gezinebiliyorum. Öyküsünü satın aldığım tüm kişilerin çocukluğunu elde ediyorum, onların karılarına, hüzünlerine sahip oluyorum. Onları o bodrumun Nuh kutusuna yığabiliyorum.
Sayfa 175
DİN-YOBAZLIK: Atsız ilk olarak 1932 yılında, "Aynı tarihî yanlışlığa düşüyoruz” başlıklı yazıda din konusuna temas eder. Konuya bir tespit ve bir soruyla girer: "Bugün din hayatta birinci safta bir rol oynamıyor. Devlet dini bit kenara atmıştır. Fakat din, halk yığınları üzerindeki büyük nüfuzunu yapmakta devam ediyor. Ve Bolşevik Rusya
Reklam
Farklılığın bir hastalık olarak görülmesi yalnızca insana ait en eski algı hastalığıdır.
Sayfa 20 - KlarosKitabı okudu
“ Farklılığın bir hastalık olarak görülmesi yalnızca insana ait en eski algı hastalığıdır”
Yanılgı
Kendimizden bir adadayız, Dört - yanımız başkalarından. Aynı önemli kapıdan giriyoruz, O eski, o beyaz kapıdan. İlkin yıllar üstünde Bizi ayıran bir dünya vardı, adımıza kurulu. Burada yıldaşlığımız soyunup - giyiniyor, Bilinik kılıyor birbirimizi. Bir hastalık bulaşıyor anlamlarımıza, Büyümsemeye vardırıyor yinlerimizi. Ben sınırlanıyorum göz - göre - göre, Kardeşleşmemiz ayrıklaşıyor, Kopuyor kan. Sen konuşmadan duruyorsun senelerce karşımda. Kalımsız bir anıtsın gençlikten, kitapsızlıktan. Başkalarından bir adadayız, Dört - yanımız biz - gibi insandan. Aynı önemsiz kapıdan çıkıyoruz, O eski, o kırmızı kapıdan.
Sayfa 117 - Yapı Kredi YayınlarıKitabı okuyor
Kafamın içinde bazı şeyler vardır ki sırası gelince mutlaka hayattan istenecektir !
1,000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.