Sabahlar evinden, aksamlar isyerinden ve girdigin dükkanlardan çıkman; bindiğin arabalardan, otobüslerden inmen; geceden gündüze, gündüzden geceye varman; kıştan bahara, bahardan kışa ulaşman bu kederin de yok olup gidecegini göstermiyor mu? Dinledigin şarkının sona ermesi, okuduğun şiirin son mısrası, seyrettiğin filmin son sahnesi, yaşadığın kederlerin de bir gün bitecegini hatırlamaya kâfi degil mi? Uykunda ölümü, uyanmanda dirilişi yeniden yaşadığın gibi, bu dertlerin de bir gün sana veda edecegini hissetmiyor musun? Oturduğun koltuktan kalkmanda, girdiğin odadan çıkmanda, bir gün başında ki bu musibetin de geçecegini göremiyor musun? Bir şeyin başlangıcı varsa, bitişi
de olmak zorunda degil mi?
silâhlara veda
geceye rüyaya ve sana
yalnızlığın geyik gözlü köşesinden
düzenlerin çıkmazına
çizdiğim resmin
saat kulesi ağlıyor
ağzım o çeşit yok
şişe bu çeşit var
sen bir gece gelsen
güneş doğmasa
gitmeden yine gelsen
bu yeni geleni
bu bize bakanı
sana bir anlatsam
güneş doğmasa
Helin Aktan'ın güncesinden... 11. 01. 2020
Her kelime, bir gözyaşı.
Her acı, bir vazgeçiş.
Her umut, bir veda.
Benim için bir masaldı, güzel bir masal fakat sadece benim için bir masaldı.
O masal mutsuz sonla bittiğinde hayatın gerçekleri karşımdaydı.
Gün doğumu, geceye vedaydı.
Bu satırlar da benim masalımın son satırlarıydı.
Güneş doğarken benim yarattığım masalım son buldu.
"Helin S. Aktan"
Sonbahar Düşünceleri
...
Bin bir üzüntüyle ettik sabahı
Haber yolladık ümitsiz güneşe
Alıştık geceye, sevdik siyahı
Veda kalplerimizde yanan ateşe
Leylak dalında unuttuk günahı
Aşkı beraber götürdü menekşe
Veda kalplerimizde yanan ateşe
...