_Işık bekliyor, fakat karanlığa sığınıyoruz. İncil
_Karanlığa lanet etmektense, bir mum yakmalıyız.
_Neyin doğru olduğu umurumuzda mı? Fark ediyor mu?
_Gerçek bilgelik, sınırlarımızı bilmekte yatar
_Can sıkıcı ve sevimsiz görünse de bilimsel yöntemin önemi, bilimsel bulgulardan çok daha büyüktür.
_Edilgen taraf, baskın tarafın yanılsamalarına
Almanya eğer, 1929'de, ilk önce Amerika'nın kaçkın tüketici ekonomisinde baş gösteren Büyük Çöküş olmasaydı, 1920'lerin siyasal aşırılığından kaçıp, demokrasisini güçlendirebilirdi. Bunu, yerel bir düzeltme takip edebilirdi fakat, İngiltere'deki Ramsay MacDonald ve ABD'deki Başkan Herbert Hoover dahil, demokrasilerin zayıf liderleri, dünyayı genel bir ticaret baskısı ve kitlesel işsizliğe doğru yönlendirmişlerdi. Bu, diktatörlüğün prestijini büyümenin alternatif bir yolu olarak gösteriyordu: korumacı gümrük vergileri ve dünya ticaretinin dondurulması, kapitalist demokrasiyi dizlerine çekiyor gibi görünüyordu.
Wall Street'in Güney Denizi Balonu'nu hatırlatan 1929 daki borsa çöküşü, seri üretime dayanan refah döneminden sonra Amerika'da şok etkisi yarattı. ABD başkanı Herbert Hoover'in hirsl ekonomik politikaları ve banka kontrollerinin laissez-faire (bırakınız yapsınlar) politikasıyla kaldırılması çöküşe neden oldu ve çiftliklerin kapanan bankalardan dolayı darbe alması üzerine gelen 1930'lardak toz fırtınaları (Dust Bowl / Toz Çanağı) tokat etkisi yarattı. İş gücünün dörtte biri sonunda işsiz kaldı ve birçoğu kendini "Hooverville" denen gecekondu semtlerinde buldu. Yeni ABD başkanı Franklin Roosevelt 1933'te istihdam planları ve sosyal reformlardan oluşan Yeni Düzeni başlattı. Bu düzen Sosyal Güvenlik gibi günümüzde kullanılan hükümet programlarının altyapısını oluşturdu. Birinci Dünya Savaşı'ndan sonra hâlâ hassas olan Avrupa ekonomisi ciddi bir çöküş yaşamıştı. Almanya'daki enflasyon yüzünden bir somun ekmek almak için çuvallar dolusu kâğıt para gerekiyordu. Britanya para biriminin değerini düşürdü ama sendika çalışmaları ve varlıklı vatandaşlarının iyi niyeti zamanla ekonomiyi ayağa kaldırdı; radyo setleri, arabalar ve sinema büyümeye katkı sağladı. Avrupalı demagoglar bu krizi yeni bir otonter dünya görüşü olan "faşizm"i yaymak için araç olarak kullandılar.
Wall Street'in Güney Denizi Balonu'nu hatırlatan 1929'daki borsa çöküşü, seri üretime dayanan refah döneminden sonra Amerika'da şok etkisi yarattı. ABD başkanı Herbert Hoover'ın hırslı ekonomik politikaları ve banka kontrollerinin laissez-faire(bırakınız yapsınlar) politikasıyla kaldırılması çöküşe neden oldu ve çiftliklerin kapanan bankalardan dolayı darbe alması üzerine gelen 1930'lardaki toz fırtınaları tokat etkisi yarattı. İş gücünün dörtte biri sonunda işsiz kaldı ve birçoğu kendini "Hooverville" denen gecekondu semtlerinde buldu(...) Almanya'daki enflasyon yüzünden bir somun ekmek almak için çuvallar dolusu kağıt para gerekiyordu.