-Niçin bizim evde kalıyorsunuz? diye sordu. Şaşkın şaşkın baktım yüzüne. Yüreğime bir şey gelip saplandı sanki. Sonunda kendimi biraz toplayıp: -Öksüzüm, kimsem yok da ondan, dedim. -Anneniz babanız var mıydı? -Vardı. -Sevmezler miydi sizi? Kendimi güç tutarak karşılık verdim: -Niçin... Severlerdi kuşkusuz. -Fakir miydiler? -Evet. -Çok
Türk Ahlakı
Merhum Ziya Gökalp, Türklerin ahlakta birinci olduğunu söylerken, milli bir övünme duygusuna kapılmıs değildi. Çok tarih okumus, milli maziyi öğrenmis ve düsmanlarımızın bizim hakkımızda söylediklerini belledikten sonra bu hükmü vermisti. Burada ahlakın hangi sebepler ve tesir edici seyler altında meydana geldiğini inceleyecek değiliz. Yalnız su
Reklam
Kadının sevgisinin, erkeğin metamorfozunu sağladığı en çarpıcı masal ise kuşkusuz Güzel ve Yaratık'tır. Kibri nedeniyle çirkin bir yaratığa dönüştürülen prensin üzerindeki kara büyü, ancak gerçekten severse ve sevilirse ortadan kalkacaktır. Ama ne gariptir ki bu büyüyü bozacak olan Belle, saraya bir pazarlık sonucunda, babasının hayatının bağışlanması karşılığında gelmiştir. Belle -büyünün ona tanıdığı süre bittiği için ölmek üzere olan- yaratığa sevgisini açıkladığında, yaratık yakışıklı prense döner. Onunla birlikte büyünün etkisinden kurtulan hizmetkarların da adamın bir parçasıymış gibi eşyalara dönüştürülerek cezayı paylaştığı anlaşılır. Sanki zaten birer eşya, prense ait insan-nesne'lermiş gibi... Metamorfozu sağlayan, gerçek sevgidir. Ve bu sevgi, ilişkinin başlamasına neden olan zorbalığı küçük bir sitemde bulunacak kadar bile önemsememiştir.
Sayfa 24 - 3. basımKitabı okudu
Malumpaşa'nın 15.09.1947 günlü ikinci sayısında "Mahkeme Koridorlarında" köşesinde "Gün Uğursuzun" başlıklı bir yazı yayımlanmıştı. Aynı yazı bu sayının üçüncü sayfasına yeniden konmuştur. Yedi-Sekiz Paşa · 13 Mayıs 1949 · Sayı: 3 Gazetenin bu sayısında toplatma haberi yoktur. Birinci sayfadan "Ne Mutlu Tokum
Gazetenin üçüncü sayfasında yayımlananı da "Dünya Kralları İşi Azıttılar" başlığını taşıyor: "Son günlerde dikkat eniniz mi, Krallara ve Kraliçelere bir azgınlık arız oldu. Kimi evleniyor, kimi boşanıyor, kimi doğuruyor ... Biz de dünyaya demokrasi gelecek diye, ha babam avucumuzu yalıyoruz. Bir zamanlar İran Şahı evlenecek
Markopaşa · 26 Kasım 1948 • Sayı: 5 (35) Markopaşa'nın bu sayısındaki yazılar arasında biri "prenses", biri de "krallar" ile ilgili iki yazı yayımlandı. Her ikisi de Markopaşa'nın başına çok işler açtı. İlkin, birinci sayfadan verilen "Pamuk Prenses Elizabet doğurdu" başlıklısını okuyalım: (Ankara radyosunun hırıltı, dırıltı ve gürültüsü arasından güç bela duyulmuştur) - Üstünde güneş batmayan, fakat müstemleke insanları batan şahane İngiltere imparatorluğunun nazenin pamuk Prensesi Elizabeth, Eminönü meydan saati ayarı ile dün gece saat üçü on bir buçuk dakika, dört saniye geçe doğurmuştur. Kınalı yumurcağın haşmetli validesinden hurucu esnasında, İngiltere'nin İçişleri Bakanı dünya kapısında, Dışişleri Bakanı da dış kapıda nöbet tutuyorlardı. Doğum münasebeti ile, yol girmez, kuş uçmaz, kervan geçmez, doktor bilmez, Bakan uğramaz köylerimizde davullar, zurnalar çalınacak, ricali umut ve ehli kuburun [ölülerin] da etekleri zil çalacaktır. Şahane kral kurusuna şimdiden dalkavukluk için [okunamadı] edenlere emir verilmiştir. Prensesle Prensin ilk randevularından tam dokuz ay, dokuz gün, dokuz saat, dokuz dakika, dokuz saniye sonra dünyaya gelmesi de İngilizlerin ne kadar sözünün eri olduklarını dünyaya bir kere daha ispat etmiştir. Yaşasın kral kurusu.
Reklam
Geri199
1,000 öğeden 991 ile 1,000 arasındakiler gösteriliyor.