Bizimkilerin Karamanlılıktan çıkıp Osmanlı oluşu :/
Bayazıd Hünkâr, beğlik tahtına oturunca atalarından ve dedelerinden daha iyi olarak adaleti ileri götürdü. İnancında asla bozukluk ve eksiklik olmadığından bilgi erlerine rağbet gösterdi. Yoksullara acıdı. Bayları yüce tuttu. Zahitleri, Tanrı'ya tapıcıları saydı. Halka adalet gösterdi. İnancı ve dindarlığı bilinip ün salınca bilginler, erdemliler ona yüz döndürdüler. Şeyh Ramazan yoksullar takımındandı. Onun gök gibi yüce eşiğine erişti. Padişah dindarlığına, Müslümanlığına yakışanı yaptı. Ona köyler, şehirler, kaleler verip kazasker kıldı. Önce Saruhan ve Aydın Ellerini aldı. Ondan sonra Karaman'a doğru gitti. Konya ve Lârende'yi aldı. Ondan sonra ikinci yılda Kastamoniyye, Osmancık, Amasya, Tokat, Sivas, Canit ve Samsun'u aldı. Yine başkent olan Bursa'ya ulaştı. Gerisine izin buyurdu. İri bir ara dinlenip pusat ve yaraklarını yenileyeler ve yüce buyruğunu bekleyeler. (Böylece) buyruk aldılarsa da gönülleri ondan hoş olduğundan ötürü bir takımı asla hizmetini bırakmadılar. Gidenler ise buyruk gerekmeden hizmete geldiler. Hemen Menteşe ve Teke Ellerine gitti. Antalya'yı ve onlara ait olan öteki şehirleri, kaleleri aldı. Germiyan'a doğruldu. Kara Hisar'ı, Ak Şehir'i, Beğ Şehri'ni ve Seydi Şehri'ni alıp kendi kullarını tayin etti. Hutbe ve sikkeyi kendi adına kıldı...
Sa'y; bir çabanın, bir arayışın, bir direnişin adıdır. İsmail'in ayaklarının altından akan zemzem, bu arayışın bir sonucu, kulun "Bittim!" dediği noktada yücelerden gelen ilahi yardımın "Yettim kulum!" demesinin yerküredeki tezahürüdür.
Sayfa 253Kitabı okudu
Reklam
İslam alimleri, devleti, adalet mekanizması içinde yürüyen bir kurum olarak tanımladıktan sonra toplumun fertleri arasındaki ilişkileri muhabbet üzerine kurarlar. Adalet, hak edene hak ettiğini vermektir. Muhabbetin olduğu yerde hak davası olmaz. Bazen hak eden hakkından feragat eder, bazen hak edene hak ettiğinden fazlası verilir. Dolayısıyla muhabbet, adaleti aşan bir değerdir.
Sayfa 118 - Saffet KöseKitabı okudu
Bugünkü aile sorunumuzun temelinde şahsiyet problemi yer alıyor. Güçlü şahsiyetler olmayınca güçlü aileler de kurulamıyor.
Sayfa 48 - Ramazan KayanKitabı okudu
Allah Resulü buyurur ki: "Her dinin temel bir ahlakı vardır. İslam'ın temel ahlakı hayâdır."
Sayfa 31 - Mehmet GörmezKitabı okudu
Müslümanın evindeki harem-selamlık tasnifi , kadın ve ailenin hürmetini, yüceliğini ve dokunulmazlığını ifade eder. Bu hürmetin dünyayı, evleri, okulları, medreseleri, üniversiteleri, ikiye ayırarak; yarısını erkeklerin yarısını kadınların kullanımına tahsis ederek gerçekleşmesi mümkün değildir. Başka bir ifadeyle haremi selamdan, selamı hürmetten mahrum ederek bunu gerçekleştiremeyiz. Bunu sağlayacak olan yüksek ahlaktır. Bu yüksek ahlakın en temel esası hayâdır. Hayâ; hayattır, hay ve diri olmaktır.
Sayfa 31 - Mehmet GörmezKitabı okudu
Reklam
256 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.