Kara Bayram gibi yoksulların ipi, gerçekten, sırtını ilçedeki kodaman particilere ve yöneticilere dayamış Muhtar'ın ve Deli Haceli'nin elindedir.
II. Abdülhamit devrinde ilk okulların yaptırılması, cehaletin kaldırılması ve genel maârif hizmetlerinin halka götürülmesi hususunda önceliğin, Müslüman nüfusunun çok olduğu bölgelere verilmesi, ilköğretim siyasetinin esasını teşkil eder. Bu arada kaza ve kasabalarda yaptırılacak iptidâi okullarinın büyük olması bunları gayr-i müslim tebaa çocuklarının da eğitilmesi yolunda resmi kararlar, ilköğretimde de ortaöğretimde olduğu gibi Osmanlılık siyasetine önem verildigini göstermektedir. Bunun gayesi, gayr-i müslim çocuklara milli şuur veren cemaat okullarının siyasi ve zararlı faaliyetlerini durdurmak ve aynı zamanda çeşitli din, mezhep ve ırktan olan ilkokul çağındaki çocuklara Osmanlılık duygu ve düşüncesini aşılamaktı. Fakat bu tasarı, gayr-i müslim tebaânın tutumu yüzünden, gerçekleşme imkânı bulamadı.
Reklam
"...bir olay meydana geldiği zaman sağduyu sahibi bir kimsenin aklına gelmesi gereken şeylerden birincisi, bu olayın sebeplerini ve faktörlerini aramaktır."
"Doğu vilayetlerinde hoşnutsuzluğu ve anarşiyi sürekli kılmak, Çarlığın işine geliyordu. Kafkasya'da zindan cezasına mahkum edilen Ermeni ihtilalcileri veya çeteleri Türkiye'ye giderek isyan çıkartmaları şartıyla serbest bırakılıyordu."
Fransız tezi, bir üniversitenin kurulması ve bu üniversitede idari ve hukuk derslerinin okutulması ve böylece yeni kanunları uygulayacak memurların yetiştirilmesi öngörülmektedir. Bundan maksat, Avrupa mevzuatını bilen ve Avrupa'nın işine yarayacak, sömürge tipi Aydın ve memur yetiştirilmesini sağlamaktır. İlim adamı, mühendis, teknisyen yetiştirilmesi söz konusu edilmemektedir. Tanzimatçılar bu hususları görememişlerdir.
1856 Islahat Fermanı eğitim alanında da bir çok işlerin yapılmasını gerektiriyordu. Bunların başında müslim ve gayr-i müslim bütün Osmanlı tebaasının, eşit şartlar altında, Maârif hizmetlerinden yararlanmasını temin etmek ve bu suretle Osmanlı birliğini sağlamak gerekiyordu. Fakat bu tip okullar henüz ortada olmadığından nasıl açılacağı, programların nasıl olacağı hakkında fikir belirlenmemişti. Bu durum karşısında Fransa’ya müracaat edilerek oradaki okulların yoluna gidilmiştir. Böyle bir tercihin yapılmasında şüphesiz Abdülaziz’in 1867 yılında Paris’i ziyaret etmesi etkili olmuştur… Daha sonra maârif alanında yapılan reform ve Galatasaray Sultanisinin açılışı da Fransız tesiri ile olmuştur.
Reklam
45 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.