(BAKARA SURESİ) Âyet (10)!... Onların kalplerinde bir hastalık vardır. Allah Teâlâ da onlar için hastalığı artırmıştır. Ve onlar için yalan söylemeleri sebebiyle gayet acı bir azap vardır.." (İZAHI)! "..(Onların) o münafıkların (kalplerinde) o kötü inançlarından, hareketlerinden dolayı ağır, öldürücü (bir hastalık vardır.) Bu ruhî, manevi bir hastalıktır. (Allah-u Teâlâ’da onlar için) bu elem verici (hastalığı artırmıştır.) Kur’an’ı Kerîm’in âyetleri indikçe, İslâmiyet her tarafa yayıldıkça onların düşmanlıkları, nifakları artarak küfürleri kat kat olmuştur.(Ve onlar için yalan söylemeleri) İman etmedikleri halde kendilerini mü’min göstermeleri (sebebiyle gayet acı bir azap vardır.) Artık onlar için bu yalancı tavırlarından, bu münâfıkça hareketlerinden dolayı pek ağır bir cehennem azabı vardır. Gerçekten münâfıklar böyle bir sonuca pek fazlasıyla layık olmuşlardır. Münafıklardan bir çokları bu kötü hareketlerinin cezalarını daha dünyada iken de görmüşlerdir. Bunun daha müthişini ise âhirette göreceklerdir.
Yasin sr. : Mekkede nazil olmuştur. 83 ayettir. "Yasin" tabiriyle başladığı için kendisine bu isim verilmiştir. Mamafih kendisine: "Kalp", "Dafia", "Kaziye" "Muammime" ismi de verilmiştir. Çünkü itikada vesaireye ait birçok esasları içine aldığı ve okuyan ların kalplerini aydınlattığı için kendisine "Kur'an'ın kalbi" denilmşitir. Birçok yanlış İnançları bertaraf ve İslamiyet'i müdafaa ettiği için de "Dafia" adını almıştır. Ve birçok gafilleri ikaz ederek haklarındaki ilāhī hükmü bildirdiği için de "Kaziye" ismiyle hatırlanmıştır. Kendisini tam bir samimiyetle okuyanların bütün dünyevi ve uhrevi nimetlere kavuşmalarına vesile olacağı ve okunarak sevabının bütün müslüman ölülerine hediye edileceği cihetle de kendisine "Muammime" adı verilmiştir.
Sayfa 207 - 6.ciltKitabı okudu
Reklam
Kur'an-ı Mübin
Kur'ânı Azimin bu pek yüksek mahiyetini bir çok münsif ecnebi bilginleri de itiraf etmektedirler. Ezcümle Doktor İzak,Taymis gazetesinde neşredilmiş olan bir makalesinde şöyle demiştir: Müslümanlık, medeniyetin meşalesi olan Kur'âna müstenittir. Bu kitap insanları bilmediklerini öğrenmeğe teşvik eder, ikdam, istikamet ve izzeti nefsin insanlar için lazım olduğunu anlatır. Şüphesiz dir ki,İslâmiyetin nef'i âşıkardır. Onun başlıca hususiyeti, medeniyetin esası, belki en büyük rüknü olmaktadır. Evet... Hakiki medeniyet, insaniyet, ahlâk ve fazilet ancak islâmiyet sayesinde tecelli eder durur. Elverir ki ondan layıkiyle istifadeye çalışılsın.
TEVAZU
Acizleri kendi namıma tefsir ve tercüme yazacak bir iktidara malik olmadığımı itiraf ederim.Ancak bir hayli din kardeşlerimizin arzularına binaen Kur'anı azimin meali âlisine ve muhtasarca izahına dair bu eseri, bir çok muktedir âlimlerimizin tefsirlerinden istifade etmek üzere yazmaya cüret eyledim.
§ Zulkarneyin Hazretlerinin hal tercümesi Şöyle ki: Bu zat, mümin salih bir hükümdardır. Cenab-ı Hak, kendisine ilim ve hikmet, heybet ve kuvvet vermiş, yeryü zünde dolaşarak halkı ilahi dine davet etmiş ve meşhur seddi yapmıştır. İbni Kesir diyor ki: Doğru olan şudur ki: Zülkarneyin, ne peygamberdir ne de melektir. Belki adil bir hükümdardır.
Nebe-i Azîm" denilen büyük, mühim bir haberi, kıyamet gününe ait suali ve cevabı içermiş olduğu için kendisine "En-Nebe" ve "Amme" sûreleri adı verilmiştir. Bu sûre de Mürselât Sûresinde olduğu gibi haşr neşre Cenab-ı Hakkın kaadir olduğunu bildiriyor. Kıyamet gününü yalanlayanları kınıyor, Cennet ve Cehennemin vasıflarını fazlasiyle beyan buyuruyor. Binaenaleyh aralarında büyük bir irtibat vardir.
Reklam
44 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.