Güzellik ve mucize onu terk etmişti...
Sayfa 190 - Can KlasikKitabı okuyor
Hayat dayanılmayacak kadar sıkıcı ve aptalcaydı, ağzında kötü bir tat bırakıyordu.
Sayfa 189 - Can KlasikKitabı okuyor
Reklam
Uykuya dalamayacak kadar yorgundu.
Sayfa 188 - Can KlasikKitabı okuyor
…işin tuhaflığı oydu ki biri için hayatın yolu ötekini yemekti , öteki için hayatın yolu berikine yem olmamaktan geçiyordu.
Ölüm acıtmıyordu. Canını yakan yaşamak, yaşamaya devam etmenin ıstırabı, bu korkunç, boğucu histi; hayatın ona vuracağı son darbeydi bu.
İnsan doğru olduğuna inandıklarının ışığında, kendi inançlarına göre davranır ve elinden bundan fazlası gelmez.
Reklam
Gerçi ne fark ederdi ki? Ne de olsa, iyi ya da kötü, güçlü ya da zayıf, yaşamı seven ya da küçümseyen, herkes ölüyordu. Ölüyorlardı. Her şey ölüyordu.
Bu ailenin üyeleri birbirlerini nasıl da seviyorlardı! Orada birdenbire, kızın annesinin resmi, selamlama öpücüğü ve onların kolları birbirinin beline sarılı bir çift olarak yürüyüşleri kafasında parladı. Onun dünyasında çocuklar ve ana babalar arasında böyle sevgi gösterileri yapılması yoktu. Bu, yukarıdaki dünyada ulaşılan, varlığın yüceliklerinin açığa vuruluşuydu ve yine o dünyaya, bu kısacık bakışında görmüş olduğu en güzel şeydi, Bunun değerini anlayarak derinden etkilenmişti ve kalbi duygudaş bir sevecenlikle eriyordu. "Bütün yaşamında sevginin açlığını çekmişti; doğası sevgiye özlem duyuyordu bu onun varlığının organik bir istemiydi. Yine de onsuz olmuş ve giderek kendini katılaştırmıştı Sevgiye gereksinmesi olduğunu bilmemişti, bunu şimdi de bilmiyordu. O yalnızca sevgiyi eylem içinde görmüş, heyecanla ürpermiş ve onun iyi, yüce ve şahane olduğunu düşünmüştü."
Sayfa 22 - Cem yayıneviKitabı okuyor
"İçini acıtan şey de zaten buydu; yaşamak."
Şöyle bir bakınca her şeye kasvet çökmüştü.
Sayfa 53 - Can YayınlarıKitabı okuyor
1,000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.