Fıkrayı duymuş olanlar vardır. Bir aile, Nasreddin Hoca’ya gelerek şikayette bulunurlar. “Evimiz çok küçük, nüfus da arttı, evimize bir türlü sığamıyoruz.” Nasıl sığmadıklarıyla ilgili daha başka detaylar da verirler, Hoca Efendi dikkatlice dinler. “Oda sayımız az, mutfak dar, bir lavabo yetmiyor…” gibi birçok şey söylenir. Bununla da kalmazlar,
GAZETENİN BİR HAFTASI: KÜBİTEM için tutulan daire Devlet gazetesinin en lüks bürolarından birisi idi. Apartmanın girişi Bayındır sokaktandı ama salonu Meşrutiyet caddesine bakardı. Üç oda ve bir salondan oluşan büronun bir odası sırf Dündar Taşer'e tahsis edilmişti. Dündar Taşer misafirlerini burada karşılar görüşür, sohbetlerini burada
Reklam
Ve sonra her mutfak işi gören kadın elinin soğan kok­ması, her evli kadın saçının darmadağınık olması, her koca­nın çirkin ve ağzı açık bulunması mı şarttır?
Sayfa 24 - Inkılâp 2009Kitabı okuyor
Son: Sancho Panza(1602):
"Hadi barış ve dostluk içinde yaşayalım ve yiyelim, çünkü Tanrı dünyanın sonunu getirdiğinde, hepimiz için getirmiş olacak." “Let us live and eat in peace and good-fellowship, for when God sends the dawn, he sends it for all.”
Gıda terminolojisi de değişti. :-(
" Foodie yani gurme kelimesi, koodie'ye yani yiyeceklerle ilgilenen çocuğa iliştirildi. Erkek garson (waiter) ve kadın garson (waitress), daha genelleyici komi (runner) haline geldiklerinde, edilgenliklerini ve cinsiyet özelliklerini kaybetti."
"Gıdanın geleceği, geçmişin korunmasına bağlıdır."
Reklam
80's ♡
"Los Angeleslı bir işkadını, erkek ortağını 1980 yılında seçkin bir Fransız restoranına yemeğe götürdüğünde, aldığı menüde yemekler vardı; fakat fiyatlar yazmıyordu. Erkeklerinkinde ise yemekler ve ücretleri görülüyordu. Bazı üst sınıf restoranlarda, fiyatların yazılı olduğu menüleri sadece erkeklere vermek yaygındı; zira hesabı erkeklerin ödeyeceği varsayılıyordu; kadınların sayılar ve parayla ilgilenmedikleri kabul ediliyordu."
Moby Dick vs Starbucks
"1971 yılında bir başka dönüm noktası da Batı Yakası'nda ortaya çıktı. Üç arkadaş, beraber Washington Seattle'da bir kahve evi açtılar. Buraya, Herman Melville'in on dokuzuncu yüzyılda kaleme aldığı, büyük beyaz bir balinayı avlama takıntısı olan bir deniz kaptanını konu edinen romanı Moby Dick'teki bir karakterden dolayı Starbucks adını verdiler."
"Gençlerinizi değil, kendinizi suçlayın. Nasıl yetiştirirseniz gençler öyle olur. Peki, siz gençleri nasıl yetiştiriyorsunuz? Bir hiç olarak. Anneler sürekli ev işleriyle, mutfak, temizlik ve çamaşırlarla meşgulken babalar memuriyet, ticaret ve diğer işlerle uğraşır, akşamları da meyhane ve gazinolarda oturup kağıt oynarlar. Çocuklarla hiç oynamazlar. Onlara ayıracakları vakitleri yoktur. Ayrıca onların gözünde çocuklarla ilgilenmek, eziyetten ve sıkıcı bir işten başka bir şey değildir."
O sözlerle dile getirdiği bu hakikati gönül ve akılları hayranlık içinde bırakan bir üslûpla davranış olarak da sergilemiştir.Ayazın çok sert olduğu bir karakıĢ gününde abdest almak için hizmetkârından kendisine bir miktar su ısıtmasını ister. Biraz sonra hizmetkâr elinde sıcak suyla koşturarak gelir. Halife: "Bu kadar kısa sürede suyu nerede ısttın?" diye sorar. Hizmetkâr:"Devlet mutfağında…" diye karşılık verir.Halife Ömer, devlet hazinesinden ayırdığı payla halk için büyük mutfaklar yaptırmıĢtı… Hizmetkâr da suyu bu mutfaklardan birinde ısıtmıştı…Halife, bu davranışından dolayı hizmetkârını ayıpladı. Ona kendi parasından bir miktar vererek, mutfak sorumlusuna gidip suyu ısıtma ücretini ödemesini istedi. Halbuki ısıtılan su, söz etmeye değmeyecek kadar azdı
1,000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.