Yarın yeni bir hayata başlamalıydım. Bunu nasıl becerecektim, arkamda ölümden başka hiçbir şey yokken? Yaşama enerjisini ölümden alabilir miyidim?
"İnsanların öldüğü hiç bir dava haklı değildir."
Reklam
Mümkün olduğu kadar düzenli yaşamak için elimden geleni yapıyordum. Sabahları saat dokuzdan on bire kadar İngilizce çalışıyor, saat on birden bire kadar kitap okuyor, sonra öğle yemeğimi yiyor, yeniden İngilizce çalışmalarıma dönüyor ve saat yediye kadar çalışıp kitap okuyordum.
Makinenin işlevi, emekten tasarruf etmektir. Bütünüyle makineleşmiş bir dünyada bütün sıkıcı angaryalar makineler tarafından yapılacak, bizim ise daha ilginç meşgaleler için zamanımız olacaktır. Bu şekilde ifade edildiğinde, kulağa harika gelir. Basit bir tasarıma sahip bir makine aynı toprağı birkaç dakika içinde çıkaracakken, yarım düzine adamın
Sayfa 203 - Can YayınlarıKitabı okudu
Başlangıçta ülkeyi yazgısıyla baş başa bırakarak kaçan hükümete ve ordu komutanlığına duyulan öfke Almanlara duyulan öfkeden daha güçlüydü. Üniformasındaki tek düğmeye bile düşmanın dokunmasına izin vermeyeceğine yemin eden feldmareşalin sözlerini acı acı hatırlıyorduk. -evet, izin vermemişti çünkü yurt dışına kaçarak kendini kurtardığı zaman üniformasının düğmeleri yerli yerinde kalmıştı.
Harika bir benzetme
Işığı söndürecek ve bir dakika kadar daha sayacımın yorgun argın çalışmasını dinleyeceğim; ardından hem dâhi hem de alkolik olan bir piyanist gelecek ve beynimdeki kara tuşlara deliler gibi basmaya başlayacak.
Reklam
Pikaptaki piyanist "Les Feuilles Mortes"u çalarken genç kadın sessiz sessiz onu aynadan inceledi ve plak sona erdi.
Fiziksel durumumuzun herhangi bir şeyin algılanışını etkilediğini biliyor muydunuz? Yorgun bir insan, aynı tepeyi iyi dinlenmiş birine göre çok daha dik görecektir. Açık alandaki bir yer, sırtında ağır bir çanta taşıyan kişi tarafından bunu taşımayana göre gerçekte olduğundan daha uzak görünür. Yahut bir piyaniste çalan eserler içerisinde kendisininkini fark edip edemeyeceğini sorun. Bu eser elektronik bir piyano üzerinde, kulaklıkları olmadan sessizce bir kez çaldığı yeni bir eser olsa bile, piyanist kendi çalışını fark edebilecektir. Kendi eserini dinlerken, gerçek bir çalma eylemine eşlik eden yüksek bedensel duyumları zihninde büyük ölçüde yeniden yaratacaktır. Kendisini dinlerken en yakın eşleşmeyi hissedecek ve böylece büyük ölçüde duyma yetisi aracılığıyla kendi bedeninde kendisinin farkına varacaktır.
Sayfa 99 - Akılçelen KitaplarKitabı okudu
Güzelce bir piyanosu vardı; ama kafasındaki müzikle parmakları arasındaki fark tüyler ürperticiydi. İşin asıl kötü yanı, kendini piyano başında olmadığı her yerde piyanist gibi hissetmesiydi. Yıllarca ya piyanonun başında hayal kurdu, ya da plak çalarken orada oturdu. Tüm enerjisini hayallerle tükettiğinden olacak, geriye bir şey kalmıyordu. Yükselmek için yekindikçe bulunduğu çukuru derinleştiriyordu.Bildiği tüm renkler, gri, koyu kahverengi ve sarıdan ibaretti ( yenilginin tüm tonları). Bildiği tek kokuysa, yanık kokusuydu. İnançsızlıktan ve cesaretinden dolayı hiçbir şeyden, hiç kimseden kaçamıyordu-hep ortalıktaydı, en orta yerde…
Ne hayatlar var
Genç Ludwig'in, kendisinden büyük, hepsi göz alıcı derecede parlak, az bulunur şekilde gergin, ve hepsi de homoseksüel dört erkek kardeşi vardı. Üçü sonraları intihar edecekti, Ludwig de hayatının sonuna dek intihar fikrine bir tılsım gibi yapıştı. Hayatta kalan diğer kardeş, bir konser piyanisti oldu, Birinci dünya savaşında sağ elini kaybetti. Ravel'in ünlü konçertosu da dahil, sol el için yazılmış piyano konçertoları ısmarlayarak kariyerine devam etti. Ama o diğer kardeşleri kadar parlak bulunmuyordu, en iyi piyanist olarak bile.
1,000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.