İlkin Freud'la başlayalım. O'na göre, bu görüş açısından bakıldığında yalnız ilkel insan ‘sağlıklı' diye adlandırılabilir. Çünkü ilkel insan, tüm içgüdüsel isteklerini, bastırmaya, engellemeye ya da yüceltmeye gerek duymaksızın doyurur. (Freud'un ilkel insanın içgüdüsel yönden tam doymuş, sınırlanmamış bir yaşam süren biri olduğu kanısının romantik bir kurgu olduğu, çağdaş insanbilimciler tarafından büyük ölçüde kanıtlanmıştır.) Ama tarihsel spekülasyondan çağdaş insanın tam anlamıyla sağlıklı (ya da bu nedenle mutlu) olamayacağını usumuzdan çıkarmasak bile, Freud bize ansal sağlığı neyin oluşturduğu konusunda belirli ölçütler vermektedir. Bu ölçütler onun evrimci kuramına başvurularak anlaşılabilirler. Bu kuramın iki temel görüşü vardır: Libidonun evrimi ve insanın başkalarıyla ilişkilerinin evrimi. Freud, kuramında libidonun, yani cinsel itki gücünün bir gelişme geçirerek evrildiğini varsayar.
Yaşam
Çağdaş insan için yaşanmaya değer tek serüven ancak kendi içinde bulunabilir.
Reklam
Bireyin psikolojisi sadece ona bakarak asla etraflıca açıklanamaz: Tarihsel ve çevresel koşulların onu nasıl koşullandırdığını da iyice anlamak gerekir. Kişinin bireysel psikolojisi hem fizyolojik, biyolojik veya ahlaki problem hem de çağdaş bir problemdir. Keza hiçbir psikolojik olgu sadece nedensellikle asla etraflıca açıklanamaz; yaşayan bir fenomen olarak bu her zaman yaşam sürecinin devamlılığına bağlıdır, öyle ki hem evrilir hem de sürekli gelişir ve yaratır.
Çağdaş dünyanın gerçekleriyle ve kendi tarihsel mirasını uzlaştırıcı bir yaşam felsefesi geliştirememiş toplumların, kronolojik yaşıyla orantılı olarak olgunlaşmış bireyler üretebilmelerini beklemek bir ütopyadır!
Sayfa 143Kitabı okudu
"Önceleri "Eski güzeldir!" sloganı ile herkes, sahip olduğu şeyleri saklamak, onlara bakmak ve kullanabildiği kadar kullanmak tutumundayken, daha sonra bu anlayış değişmiştir. Günümüzde ise herkes, sanki atmak için satın alıyor gibidir. Günün moda düşüncesi "kullan, tüket ve at!" biçiminde gösteriyor kendini. Yeni bir şey, otomobil, elbise veya teknik bir araç alındıktan bir süre sonra, kullanımından sıkılan ve bıkan kişi, piyasadaki yeni modellere sahip olma tutkusuyla yanmaya başlar. Bunun için de eskisini atar veya yenisi ile değiştirir. "Yeni olan güzeldir!" anlayışı, yani kazanmak, elde etmek, kullanmak ve atmak, çağdaş yaşam düşüncesini belirleyen en önemli alışkanlıklardır."
Sayfa 98 - Say YayınlarıKitabı okudu
Yüzyıllar boyu kahır ve üzüntüden doyum sağlamayı bir yaşam biçimi olarak benimseyip, bunu türkülerine, şarkılarına ve edebiyatına yansıtmış olan bir toplumun bireyleri, çağdaş dünyanın farklı beklentilerinin kendilerini uyanmaya ve etkin olmaya zorlamasını kızgınlıkla karşılayabilirler.
Reklam
113 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.