Güçsüz olursun, güçsüz olduğuna inanırsan.
Zengin babam Robin Hood'u bir kahraman olarak görmüyor, ona dolandırıcı diyordu.
Reklam
Modern toplum, alttakilerin yukarıdakilerden korkmakla kalmayıp, aynı zamanda onlara karşı öfke duyduğu bir hiyerarşik yapılanmanın uzun geçmişinden büyük ölçüde yararlanıyor. Toplumsal basamakları sallamaya her an hazır olarak, aslında uçsuz bucaksız düzlüklerde küçük eşitlikçi topluluklar hâlinde aylak adımlarla dolaşan atalarımızdan bize miras kalmış bir davranışı eksiksiz bir şekilde yerine getiriyoruz. Bize bıraktıkları mirasın içinde, sahip olmayanlarda olanlara kıyasla çok daha güçlü bir şekilde ortaya çıkan, adaletsizliğe karşı asimetrik (orantısız) tepkiler verme huyu önemli bir yer kaplıyor. Bir şeylere sahip olanlar kendilerini bütünüyle değiştirmedikleri sürece, gerçekten çok çalışmasına karşın alması gereken yiyecekleri sağa sola fırlatılmış olanlar, tatlı meyvelerini büyük bir zevkle yiyen bu bir avuç mutlu azınlığın karşısına dikilmekten hiç vazgeçmeyecekler. Robin Hood haklıydı çünkü hiç şüphe yok ki insanlığın en derin arzusu, refahın adil bir şekilde paylaşımıdır.
Sayfa 307 - Akılçelen KitaplarKitabı okudu
Merhaba, dedim, ben politik bir protesto kapsamında korkunç bir insanlık suçu işledim. Amacım, hizmet endüstrisindeki işçilerin maruz kaldığı sömürüyü protesto etmekti. Eğer hapse girersem, sadece çorbaya işeyen dengesiz bir serseri olmayacağım. Kahramanlık mertebesinde bir şey olacak bu. Robin Hood Garson, Ezilenlerin Savunucusu.
Sayfa 125 - Ayrıntı YayınlarıKitabı okudu
Ro­bin Hood bir eşkıyaydı. Emek karşıtıydı. Sherwood Ormanı'nda elini kolunu sallaya sallaya gezer, çalışıp di­dinmiş insanların ceplerini boşaltıp, bunları yazın onlar çalışırken şarkı söyleyip dans etmiş insanlara verirdi. Ken­disini iyiliksever zanneden pis bir hayduttan, serseriden başka bir şey değildi.
Sayfa 183 - İthaki YayınlarıKitabı okudu
‘’Keyifle yenecek bir kuru ekmek, buruk yenecek bal kaymağa bedeldir.’’
Sayfa 214 - Can YayınlarıKitabı okudu
Reklam
‘’Tıpkı bir genç kızın ki gibi saf, hatta şimdiye dek gözümün gördüğü en güzel surat, ama bakışlarından anladığım kadarıyla üzüntü yaşlısı gibi gencini es geçmemiş.’’
Sayfa 140 - Can YayınlarıKitabı okudu
Batılılarca Türkler'in ''Robin Hood''u ve ''Dağların Kralı'' olarak tanınan Çakırcalı, eşkıyalık döneminde Batı kamuoyunca ilgiyle izlenmiş; onunla ilgili yazılar İtalya, Fransa, İngiltere, İsviçre ve Macaristan basınında yer almış, hatta İngiliz Avam Kamarası'nda bile bu ünlü eşkıya reisi ile ilgili tartışmalar yapılmıştır. İzmir'deki Fransız konsolosları da Çakırcalıya ilişkin raporları sürekli Paris'e göndermişlerdi ; özellikle başkonsolos Paul Blanc, Çakırcalı Efe'nin adi bir eşkıya olmadığını, yaptıklarının Alexandre Dumas'nın Üç Silahşörler'inin serüvenlerinin şüphesiz gölgede bıraktığınız, yoksul köylüye yardım ettiğini, köprü ve yol yaptırdığını söylüyordu. Konsolos yardımcısı Mösyö Dollot ise; ''Çakırcalı soylu bir eşkıyadır'' demekteydi.
Tarihsel gelişmenin zorunlu bir sonucu olarak ortaya çıkan mo­dem tarım sistemlerinin hakim olduğu kapitalist ve sosyalist top­lumlarda sosyal eşkiyalık görülmez. Dünyaya sosyal eşkiyalığın evrensel örneği olan Robin Hood'u kazandıran ülkede halk adi eş­kiyalar gibi başka türden suçluları sosyal eşkiyalarla öz­deşleştirmeye çalışmışsa da 17. yüzyılın başlarından sonra bu ülkede sosyal eşkiya görülmemiştir.
Sayfa 13
Birini alay konusu olmaktan daha fazla kızdıran hiçbir şey olamaz.
Sayfa 38 - Can Yayınları
1,000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.