Devrimin patlak vermesinin nedeni son dakikada yapılan şu ya da bu siyasal yanlış değildi. Onlarca yıldır İran toplumunun derinlerinde birikmiş aşırı baskıların yanardağ gibi patlamasıydı. 1977 yılına gelindiğinde toplumun hemen her kesimine yabancılaşmış olan şah böyle bir yanardağın üstünde oturmaktaydı. Aydınlara ve kentli işçi sınıfına inatla karşı çıkarak kendi sonunu hazırladı. Bu muhalefet yıllar içerisinde şiddetlendi. Şah, cumhuriyetçilik çağında monarşi, şahlık ve Pehlevilik gösterisi yapıyordu. Milliyetçilik ve anti-emperyalizm çağında iktidara gelmesi CIA-MI6 işbirliğiyle Musaddık'ın, diğer bir deyişle İran milliyetçiliğinin simgesinin devrilmesinin doğrudan sonucuydu. Tarafsızlık çağında bağlantısızlar hareketi ve Üçüncü Dünyacılık'la alay ediyor, bunun yerine kendini Basra Körfezi'nde Amerika'nın jandarması olmaya adıyor ve Filistin ve Vietnam gibi hassas konularda açıkça ABD'den yana tavır alıyordu. Demokrasi çağındaysa, Şah, düzenin, disiplinin, kılavuzluğun, krallığın ve Tanrı'yla kişisel iletişim kurmanın erdemlerini yüceltiyordu.
Sayfa 204Kitabı okudu
Türkler her zaman ilgi çekmiştir, çekecektir.
Türk”, 16. yüzyılda Alman toplumundaki herkesin ilgisini çeken konu haline gelmiştir. Bu bağlamda savaşla ilgili bilgiler Almanların en çok merak ettiği konulardandı: Örneğin Türklerin nereleri feth ettiği, o bölgelerde yaşayanlara neler yapıldığı, savaşlarda Hristiyan birliklerinin yaşadıkları zorlu mücadele, ele geçirilen Türkler gibi. O dönemin en önemli iletişim aracı olan gazeteler vasıtasıyla insanlar “düşman” ve onun yaptıkları hakkındı bilgilendirilirdi. Ancak Türk konusuna duyulan ilgi sadece savaşlarla sınırlı kalmamıştır. Kültürel, dinsel ve toplumsal düzendeki farklılıklar da merak edilmekteydi. Bu ihtiyacı gidermek için “Türk literatürü” kapsamında Türklerle ilgili, onların dinini, askerî ve siyasal düzenini, gelenek ve göreneklerini anlatan çok sayıda Türckenbüchlein (Türk Kitapçığı) basılmıştır. Ancak yoğun ilgi gören ve bundan dolayı çokça basılan söz konusu kitaplar, yabancı olan Türk’ü anlatmaktan çok, düşman kimliğini ön plana çıkarmışlardır.
Reklam
Aslında, eğitimle, seçmenlerin siyasal görüşü arasında çarpıcı bir ilişki vardır. En az bilgilendirilmiş seçmenler daha çok akıl dışı, fanatik çözümlere kaymakta, eğitimli olanlarsa daha gerçekçi ve akılcı çözümlere eğilim göstermektedirler. Birçok nedenden ötürü, genel seçimleri yalnızca eğitimli kesimle sınırlamak uygun ve çıkar yol olmadığından ve demokratik toplum biçimi, filozofların kral olacağı yolunda umutlar sunmayan otoriter yönetim biçiminden üstün olduğundan, demokratik sürecin uzun vadede gerçekleştirmesi gereken tek şey kalıyor: Seçmenlerin, tıpkı kendi sorunlarını çözümlemekle yükümlü Köy İhtiyar Heyeti üyeleri gibi davranmalarını sağlamak üzere, onların bilgilenebileceği, kendi toplumlarının sorunlarıyla ilgilenebileceği ve kaygı duyabileceği bir siyasal süreçle demokrasiyi yirminci yüzyılın koşullarına uyarlamak. İletişim tekniklerindeki gelişme, bu süreçte çok yararlı olabilir.
Sayfa 147Kitabı okudu
Hayali kitle "herhangi biri" ya da "herkes" olduğu ölçüde, iletişim kapitalizminin beklentilerini kabul edip tekrarlama, onay için hareketin dışına bakma ve kafayı ayrım ve hedeflerden ziyade mecraya ve araçlara takma durumuna düşeriz. Ama bizzat o kitle olduğumuz, kendilerini sermayeye karşı çıkan insanların yeni bir hareketi olmaya çağıranların kolektivitesi olduğumuz ölçüde, cesaretimizi bilemiş ve İsgal'in siyasal kalıbına güvenimizi pekiştirmiş oluruz.
Sayfa 136 - Yapı Kredi Yayınlar, 1.Baskı, 2014.Kitabı okudu
Enformasyon ve iletişim çevriminin katlanarak genişlemesinin bedeli özellikle ilerici ve sol siyasal hareketler için yüksektir. Zengin, çalkantılı bir medya ortamında ilgiye dönük yarış (Mesajımızı nasıl ileteceğiz?) çok sıkça ve kolayca bu ortama uyum sağlayıp dinamiğini benimsemeyi getirir. Böyle bir durum eylemden görünüşe doğru bir odak kaymasına, yani 7/24 medya çevriminde ilgi görmeye yönelerek, kalıcı bir siyasal aygıt kurmaya ilişkin daha kapsamlı sorunlardan uzaklaşmaya yol açabilir. İlgimize dönük sınırsız talepler (karşılıklı dayattığımız ve iletişim kapitalizminin kapıp büyüttüğü talepler) bir hareket ve mücadele olarak komünizm için hayati önem taşıyan odak, örgütlenme, kalıcılık ve irade yönündeki siyasal enerjilere el kovar. İletişim kapitalizminin katılımcı olması şaşırtıcı değildir: Şebekeleşmiş medya ortamlarında katılım ne kadar çok olursa, toplanacak izler ve kapılacak ya da saptırılacak enerjiler o ölçüde artar.
Sayfa 87 - Yapı Kredi Yayınlar, 1.Baskı, 2014.Kitabı okudu
Evet, sanayi hâlâ var ve imalat hâlâ var. Ama her ikisinde de enformasyon ve iletişim teknolojilerinin yayılmasıyla ve uygulanmasıyla, ayrıca ideolojik düzeyde örgütlü neoliberalizmin emekçilere yönelik siyasal saldırısıyla bağlantılı değişiklikler, esas olarak fabrika işgücü şeklinde örgütlenmiş gibi tasarlanan bir muhalefetin sınırlarını gösterir.
Sayfa 49 - Yapı Kredi Yayınlar, 1.Baskı, 2014.Kitabı okudu
Reklam
305 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.