ATSIZ'DA TARİH ANLAYIŞI: Atsız'ın lisans öğrenimi, Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü (Edebiyat Zümresi) olduğu hâlde bilim adamı olarak tarihle daha çok ilgilenmiş, bu konuda daha çok eser vermiştir. “Türk tarihinin içinde yüzüyorum. Diyebilirim ki her günüm 27 asrın içinde geçiyor." diyecek ölçüde (Atsız 1992: 67) kendisini tarihle
"Ahmedî-Dâstân ve Tevârîh-i Mülûk-i Âl-i Osman"
Çalışma, Atsız'ın hazırladığı ve 1949'da Türkiye Yayınevi tarafından yayımlanan Türkiye Tarihleri I adlı eserin 1-35. sayfaları arasında yer almaktadır. Atsız'ın çalışması, Ahmedi'nin İskendernâme'sinin sonunda yer alan Osmanlılarla ilgili bölümün ilmî yayınıdır.
Erzurum'da ve tüm doğu illerinde milli direniş grupları ve Erzurum Kongresi fikri, Mayıs 1919'dan önce de vardı. Ve (Kazım) Paşa, ileri gelen zevatla bu konuşmayı 3 Mayıs 1919'da gerçekleştiriyor. Peki o sırada Mustafa Kemal Paşa nerede? İstanbul'da bulunuyordu ve Samsun'a çıkma izni henüz verilmemişti. Erzurum Kongresi'nin toplanmasına 10 Mart 1919 tarihinde karar verildi. Yani Anadolu'ya, yani Samsun'a bir paşa gönderilmesi fikri daha ortalarda dahi yokken.
_Her şeyden önce insan olunmalı; ondan sonra doktor.
_Öfkeni aklınla yenemiyorsan, kendini insandan sayma.
_Kendisini başkalarının kurtarmasını bekleyen kişiler yalnızca kölelerdir.
_Sen hiçbir şey söylemeden çok konuşmanın sırrını biliyorsun
_Düşüncelerine katılmıyorum, ama senin düşüncelerini savunma hakkını sonuna kadar destekleyeceğim.
_Türkler, hür ve bağımsızdırlar. Gururları çok yüksektir. Gururludurlar fakat asilzadelik taslamazlar. Türklerin karakterinde büyük tezatlara rastlanır. Hem sert ve dik başlı hem de yumuşak ve sabırlıdır. Yırtıcılığı İskitlerden, yumuşaklığı da Yunan'dan almışlardır. Fetihçi ve cahil olduklarından bütün uluslara tepeden bakarlar. Aralarında
31 Mart Vak'ası veya 31 Mart Hadisesi olarak tarihe geçen olay yakın tarihimizin en tartışmalı konularından biridir. (...)
24 Temmuz 1908'den itibaren iktidar, resmen ve hukuken olmasa da, fiilen İttihat Terakki'ye geçmiştir. Her ne kadar doğrudan iktidar olamasa da dolaylı yollardan, çeşitli yönlendirmelerle, iktidarın
NOGAY TÜRKLERİ
Nogayların yedi yüz yıldan fazla tarihi henüz yeterince incelenmemiştir. Bu Türk topluluğunun kurucusu Nogay Han'dır. Nogay'ın dedesi Tuval Bey'in Aksu (Rus: Buğ) nehri çevresindeki bir Peçenek boyunun beyi olduğu söylenir.
Atasından gelen beylik hakkıyla, boyunun başına geçen Nogay Han, kısa sürede yükselip
IRKÇILIK-TURANCILIK DAVASI DOLAYISIYLA
Bu kitap, 1944 yılında, İstanbul'da Bir Numaralı Sıkıyönetim Mahkemesi'nde görülen utanç yüklü bir davanın özeti gibidir.
Bazı vatansever kişiler, 1944 yılında suç işledikleri, suçlu oldukları için değil; Türk oldukları, Türkçülük idealine aşkla bağlandıkları için büyük zulümlerden, işkencelerden