1966'da Ötüken'de yayımlanan "Bozdoğanla Sarı Yılan" aslında 25 yıl önce yazılmış ve o tarihte Bozkurt dergisinde çıkmıştır; fakat dergi, bu sayıda kapatılmıştır. Ötüken dergisinde yeniden yayımlanan hikâyenin sonunda "15 Haziran 1941, Maltepe" kaydı vardır. "Bozdoğanla Sarı Yılan" sembolik bir hikâyedir.
Hikâyedeki "Bozdoğan zaferle sarhoştu." cümlesindeki zaferden sarhoş olmak imgesi, 1944 yılında yazılan "Selâm" şiirinde de vardır: Yaralarım ağır, fakat mestim zaferden. Hikâyenin olumlu kahramanının bozdoğan olması boşuna değildir. Yırtıcılara karşı Atsız'ın özel bir sevgisi vardır. 1933'te yazdığı
Reklam
1966'da Ötüken'de yayımlanan "Bozdoğanla Sarı Yılan" aslında 25 yıl önce yazılmış ve o tarihte Bozkurt dergisinde çıkmıştır; fakat dergi, bu sayıda kapatılmıştır. Ötüken dergisinde yeniden yayımlanan hikâyenin sonunda "15 Haziran 1941, Maltepe" kaydı vardır. "Bozdoğanla Sarı Yılan" sembolik bir hikâyedir. Bir kaya üzerinde keyifle güneşlenmekte olan sarı yılan, üzerine doğru alçalan bozdoğanı görünce bir kaya kovuğuna sığınır. Bozdoğan öfkelenir ve yılanı korkaklıkla suçlar. Bir yandan da gagasıyla kovuğu aşındırmaktadır. Kovuğun aşındığını gören yılan korkuya kapılır ve bir kurnazlık düşünür. Bozdoğanı yarışa çağırır. Karşı dağın tepesine kim daha önce çıkacaktır? Bozdoğan tepeye doğru hızla uçarken önce kargalarla, sonra bir ak sungurla karşılaşır ve onlarla dövüşmek zorunda kalır. Bu arada yılan karşısına çıkan bir kirpiyi sinsice sokmuş ve tırmanmaya devam etmiştir. Ak sunguru yenen bozdoğan ise kanadından ve göğsünden yaralanımıştır. Yine de tepeye doğru uçmaya devam eder. Bu defa karşısına bir kara kartal çıkar. Yine dövüş. Kartal kavgayı kazanır. "Bozdoğanın bir kanadı kırılmış, bir gözü kapanmış, her yeri kan içinde kalmıştır." Yavaş yavaş düşmektedir. Sarı yılan seslenir: "Yarışı kazandım. Senden önce buraya geldim. Senden yüksekteyim." Bozdoğan cevap verir: "Sürünerek çıkmak yükselmek demek değildir. Sen yukarılara doğru çıksan bile yine alçaksın. Ben aşağıya düşerken bile yükseğim. Sen yılan gibi yükseldin. Ben doğan gibi düşüyorum."
Kapıyı da kırar:))
Bir muska yazacağız pehlivan, biz muskayı Sungurlu'da yazma­ya başladık başlamadık, kız Sarıca'dan, yani bir konaklık yerden bir kez "Ah!" diyecek, yanmaklığa başlayacak... - Aman... - Sen ne sandın Ağa? "Nerde benim İskender Ağam, nerde?" diyerek evlere, odalara sığmaz olacak ... Gece vakti yola dü­şüp Sungurlu'yu tutması bile yazılı. Kancık köpek gibi uluyarak kapıya dayanmazsa, namerdim.
Sayfa 52 - İthaki Yayınları.
Bu Ağalık da bizim bu temeline tükürdüğüm Sungurlu toprağında sudan ucuz… İnsafı elden bıraktın mı, öz oğlunu kazıkladın mı, komşunun namuslu karısını baştan çıkardın mı oldun Ağa…
Sayfa 188 - Bilgi yayıneviKitabı okudu
Hadi "babaların" ikili oynamasını bir parça anlayabilirsiniz, ama Çorum Sungurlu MHP ilçe başkanı Şakir Babuçun Dev-Yola silah satarken yakalanmasını nasıl değerlendirirsiniz?..
Reklam
Bu kartallar, sungurlar, doğanlar bu yüksekliklerde nasıl yaşıyorlar... Bunların yaşayışı çetin bir boğuşmadan ibaretti. Keskin göz, güçlü kanat, yırtıcı pençe gerekti. Bir zayıflık anı buradaki yaratıkları yok edebilirdi."
Ötüken
sustuğum yerden ah ediyor dilin figanı yüzüme gitmediğim yerlerden döndüremiyorum kendimi
ne çok yalnız bırakmışım kendimi tenimin değdiği herkeste
106 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.