Adaleti Savunanlar Derneği.
07 Nisan tarihinde Ankara'da kuruldu.
30 Haziran 2000 tarihinde tüzüğü İçişleri Bakanlığı tarafından onaylandı. 2000 yılının aralık ayında ilk genel kurulunu yaptı. Öncelikle İstanbul, Bursa, Kütahya, Konya ve Kayseri'de örgütlenerek ilk şubelerini kurdu. Kurucu Genel Başkanlığı görevini emekli Prof. Dr. Tabip Albay Ahmet Alper üstlendi. Alper'in, 31 Temmuz 1997 tarihinde Fethullah Gülen/ Nurcu gruba yakınlığı nedeniyle orduyla ilişiği kesilmişti. Derneğin yedi kurucu üyesinin tamamı TSK'den YAŞ kararlarıyla tasfiye edilmişti. 2004 yılında yapılan kongrede ASDER Genel Başkanlığı görevine emekli Tuğgenaral Adnan Tanrıverdi seçildi. Tanrıverdi'nin genel başkan olmasıyla birlikte derneğin genel merkezi Ankara'dan İstanbul'a taşındı.
Bizim Dergah Dergisi'ne Yapılan Saldırıyı Kınayanlar (Alfabetik Sıra):
Abdullah OKUR/Dazkırı-AFYON
Abdurrahman KESKİN/ANTALYA
Adem KINACI/ADANA
Adil ARSLAN
Adnan PAKSOY
Adnan TATLISU
Bismillahirrahmanirrahim,
Esselamün aleyküm ve rahmetullahi ve berakatühü,
Gençlik Kültür Sanat Ocakları adına yayınlanmış olan genelgede; Bizim Dergah dergisinin ocaklar tarafından "satılması, dağıtılması ve bulundurulmasının" yasaklanması bizler için vahim bir hadise teşkil etmiştir.
Nizam-ı Alem ve İlayı Kelimetullah davasının gerçek sesi, Ülkü Ocaklarının ruhunun günümüzdeki temsilcisi olan Bizim Dergah dergisi ve tabınını teşkil eden Rıza-i Bari çizgisindeki idealist dava insanlarına yönelik G. K. S. O. Genel Merkezi tarafından yapılmış olan bu çirkin hareketi ülkücülükle bağdaştıramıyoruz.
Bu kişileri ve bunların yaptıkları hareketleri esefle kınıyoruz. Bunu ülkücü hareketi parçalamak ve misyonunu sona erdirmek için yapılmış bir hareket olarak kabul ediyor, Müslüman-Türk ülkücüleri olarak Ehl-i Sünnet çizgisinde davamızdan taviz vermeden mücadelemizi sürdüreceğimizi bütün dünyaya bir kez daha ilan ediyoruz.
Tuzla Ülkücüleri Adına:
Yusuf TANRIVERDİ, E. ZOR, Ö. DEMİRDAĞ, Halit LOĞOĞLU, Kamil ÇUBUKÇU, Ramazan TUNÇ, Ahmet MADEN, İbrahim KÜTÜK, Orhan AKTAŞ, Lokman ÖZSOY, Hicran BAYRAKTAR
Neden bu kısır döngü, anlamıyorum
Gece olmak zorunda mı her günün sonunda
Bu bir ceza mı yoksa, hiç bilmiyorum
Bir kılıç gibi duruyor hatıralarım yanı başımda.