Aylık Türkçü Dergi: Ötüken 15 Ocak 1964'te Ötüken dergisinin ilk sayısı çıktı. Ötüken başlığı altında "Her Ayın On beşinde Çıkar, Fikir ve Ülkü Dergisi" ibaresi bulunuyordu. Derginin sahibi Atsız, sorumlu yazı işleri müdürü Mustafa Kayabek'ti. Ötüken doğrudan doğruya Atsız'ın sahipliğinde çıkan son dergiydi. Ölüm tarihi
Azizim İbrahim Cemali, 22 Şubat 1971 25 Ocak tarihli mektubuna cevap veriyorum. Şimdi fırsat bulabildim. Mektubunu aldıktan sonra eline geçmemiş olan 12 sayılı Ötüken'i ve şubat sayısını da yolladım. İnşallah eline varmıştır. Aynı günlerde Magusa'daki Türklerden de dergileri aldıklarını bildiren haberler geldi. Fakat ben yine şunu
Reklam
Azizim İbrahim Cemali, 22 Şubat 1971 25 Ocak tarihli mektubuna cevap veriyorum. Şimdi fırsat bulabildim. Mektubunu aldıktan sonra eline geçmemiş olan 12 sayılı Ötüken'i ve şubat sayısını da yolladım. İnşallah eline varmıştır. Aynı günlerde Magusa'daki Türklerden de dergileri aldıklarını bildiren haberler geldi. Fakat ben yine şunu
Oglancılık hakkinda daha fazla bilgi için başvurun bunlara
KAYNAKÇA AKGÜNDÜZ, Ahmet, İslam Hukukunda Kölelik-Cariyelik M üessesesi ve OsmanlI'da Harem, 5. basım, Osmanlı Araştırmaları Vakfı Ya- yını, 2000. AKKAYA, Mustafa, "17. Yüzyılın İlk Çeyreğinde Üsküdar'da Köle Ti- careti, Kölelerin Ticaretle Uğraşması",/dergi/ makaleler/hakem/TARIH137_1105.doc (erişim tarihi 19.10.2016). AYDEMİR,
Sayfa 266 - KaynakKitabı okudu
Türkçülük Saldırganlık gayesi gütmüyordu. Maksat milleti savunmaktı, ama nasıl? Türkçülerin Türk’ü “ırkî” anlamda “savunmak” için ortaya koydukları iki tedbir vardı: Türklerin yabancılarla karışmasını önlemek ve yabancıların devlette önemli kademelere gelmelerini engellemek. Reşat Uzmen ise bunu bir program şekline sokmuştu. Ona göre soyculuğun programında üç madde vardı: Azınlıkların devlette önemli kademelere gelmelerini engellemek için bir “Irklar Bürosu”nun kurulması, Türklerin gayr-ı Türklerle evlenmelerinin kanunen yasaklanması ve Türkiye’de Türkçeden başka dil konuşulmasının önlenmesi.
Reşat Uzmen de Türkçülüğü bir ana fikir olarak görüyordu. Irkçılık ve Turancılık ise Türkçülüğün tatbik edilmesiydi. Namık Kemal Zeybek’se Irkçılığı, Türkçülüğün bir cephesi, Turancılığı da Irkçılığın ileri bir hamlesi olarak anlıyordu. Türkçülüğün iki cephesi olduğunu yazan Türkçülerin aksine Ahmet Bican Ercilasun, üç temelden bahsetmekteydi: Irkçılık, Turancılık ve Orduculuk. Görüldüğü üzere birçok Türkçü için Türkçülük iki temelden oluşmaktaydı. Bunlardan biri Irkçılık, diğeri ise Turancılık’tı. Belki şimdi bu iki kavramın Türkçüler için ne anlam ifade ettiğine bakmak gerekiyor.
Reklam
Göktürkler/Orhon yazıtları
Kutluk Kağan'ın öz oğlu tarafından yazılan yazıt Orhon Türk Kağanlığı'nın yeniden kurulmasının bir çeşit milli duygudan doğduğunu ispat etmektedir. " Türk halkı her tarafta şöyle konuşuyordu: ben, kendi imparatorluğu olan bir halktım. Nerede şimdi benim imparatorluğum? Ben, kendi Kağanına sahip bir halktım. Nerede şimdi benim kağanım? Böyle konuşuyorlardı ve böyle söyleyerek Çin kağanının düşmanı haline geldiler ve yeniden birleşmek ve teşkilatlanmak ümidine kapıldılar. O zaman Çinliler şöyle dediler: Türk kavmini imha edeceğiz ve onları nesilsiz bırakacağız. Çinliler Türkleri yok etmek için harekete geçtiler. Ancak, yukarıda, Gökte bulunan Türklerin Tanrısı ile Türklerin Yer ve Su kutsal cinleri şöyle yaptılar: Türk kavminin hiçbir zaman imha olmaması için babam İlteriş Kağanı ve Anam İlbilge Hatun'u yükselterek, Göğün zirvesinde tuttular. " Bozkır İmparatorluğu, S. 132, Rene Grousset, Çeviren: Dr. M. Reşat Uzmen
Sayfa 116Kitabı okudu