“Anadolu’da fazla önem veren Yıldırım Bayezid, buraya güvenilir ve dirayetli bir yönetici düşünüyordu. Kendisi 1393 yılında Anadolu seferini tamamlayıp Eflâk’a geçerken, Timurtaş Paşa’yı Anadolu yakasında bırakarak onu Anadolu beylerbeyi olarak tayin etmişti. Böylece Timurtaş Paşa, Osmanlıların ilk Anadolu beylerbeyi olmuştu.”
Sayfa 77 - Ötüken NeşriyatKitabı okudu
Balkan coğrafyasının Türkleştirilmesi de önemli ölçüde Yıldırım Bayezid zamanında gerçekleştirilmişti. Yıldırım Bayezid'in oğlu şehzade Ertuğrul'un vefatından sonra Saruhan sancakbeyi olan Şehzade Süleyman zamanında Saruhan ilinden Rumeli'ye sürgün şeklinde büyük çaplı göç hareketi ger­çekleşti. Göçer evler bizzat Yıldırım Bayezid'in emri ile şehzade tarafından gönderiliyordu. Göçmenler bu vasıtasıyla bütün Rume­li'ye yayılmışlardı.
Reklam
1451-1481'de Fatih Mehmed, Yıldırım Bayezid'in atılgan ve savaşçı siyasetine döner ve İstanbul'u almak, Toroslardan Tuna'ya kadar uzayan sahada mahalli hanedanları ortadan kaldırmak suretiyle Bayezid'in tasarladığı imparatorluğu kurar.
Sayfa 22 - Kronik YayıneviKitabı okudu
Başlangıçta bin kişiden ibaret olan Yeniçeriler Yıldırım Bayezid zamanında devşirme usulünün tatbiki ile arttırılmış ve ordunun en seçkin birliğini teşkil etmiştir.
Sayfa 21 - Kronik YayıneviKitabı okudu
Deli Kurt'ta Zaman ve Tarih: Deli Kurt, 1403 yılının sonlarında başlar; bazı atlamalarla, 1444 Kasım'ının ortalarında biter. Eserin başlarındaki "Deli Kurt” başlıklı bölüme kadar (s. 32) 185 geriye dönüşlerle İsa Bey ile Çakır arasındaki ilişkiler anlatılır. "Aradan on yıl geçti." cümlesiyle başlayan "Deli Kurt”
Yıldırım Bayezid Han, âlimlerin sohbetlerinde bulunur, devlet meselelerini onlarla istişare ederdi. Allahu Teâla'nın emir ve yasak- larını bildiren sözleri canla başla kabul ederdi. Bir gün padişahın mahkemede şahitlik etmesi gerekiyordu. Mahkemede herkes gibi o da ellerini önünde bağlayarak ayakta bekledi. Devrin Bursa kadısı Molla Şemseddin Fenari dik dik pa- dişahı süzdükten sonra şu hükmü verdi: “Senin şahitliğin geçersizdir. Zira sen namazını cemaatle kılmıyorsun. Elinde imkân olduğu hâlde namazlarını cemaatle kılmayan biri yalancı şahitlik edebilir demektir." Bu itham karşısında herkes Yıldırım Bayezid'in hiddetlenmesini bekliyordu. Fakat o boynunu büküp mahkemeyi terk etti. Bu hadiseden sonra sarayının yanı başına bir cami yaptırdı ve namazlarını cemaatle kılmaya başladı.
Reklam
Yıldırım Bayezid Bir rivayete göre, Rumeli'de kadıların rüşvet aldıkları şayiası ortaya çıkmıştı. Derhâl tahkikat açtıran Bayezid, suçu sabit olanları Yenişehir'de bir eve kapattırdıktan sonra yakılmalarını emretmişti. Kendisini büyük bir hiddetle verdiği bu kararından, başta Veziriazam Ali Paşa olmak üzere ulema ve âlimler güçlükle vazgeçirdiler. Ali Paşa'nın bunların aldıkları ücretin az olduğunu, bu sebeple böyle bir yola tevessül etmiş olabileceklerini belirtmesi üzerine padişah kadılara maaş bağlattı. Bu olaydan sonra devlet işlerinde en küçük bir suistimal dahi görülmedi.
Timur'dan Yıldırım Bayezid'e mektup
"Bir karıncadan başka bir şey değilken, niçin filleri kışkırtmaya çalışıyorsun? Heyhat, seni ayaklarının altında çiğneyecekler.”
İranlı tarihçi Şerefeddin'den
Yıldırım Bayezid'in Hanımlarından Olan Devlet Hatun Mevlâna Torunuydu
Meclis-i Meşâyıh öncesi Konya Âsitânesi’ne atamalar Şeyhülislamlık makamının padişaha sunduğu ismin sadır olan fermanla onaylanması sonucunda gerçekleşmekteydi. Meclis-i Meşâyıh sonrası dönemde de bu durum değişmemiş ve âsitâneye atama fermanla yapılmıştır. Bu dönemde yirmi üç Mevlevî şeyhi, Konya Âsitânesi’ne Fahreddin Efendi’nin tayini için padişaha imzalı bir telgraf göndermişler, bu talepleri padişah tarafından da onaylanmıştır. Mevlevî tekkelerine yapılan atamalarda Konya Âsitâne postnişini söz sahibi iken, Âsitâne’ye seçilecek olan şeyhin seçiminde diğer Mevlevihâne postnişinlerinin istekleri de dikkate alınmıştır. Özetlersek; Âsitâne şeyhinin seçiminde Meclis-i Meşâyıh’ın hiçbir dahli olmadığı, sürecin Şeyhülislamlık makamı, Evkâf Nezâreti ve Sadaret arasında geliştiği görülmektedir.
Birinci imparatorluk, Yıldırım Bayezid'in (1389-1402) imparatorluğu, Ankara Savaşında (1402) parçalanınca, Osmanlı Devleti yarım yüzyıllık bir iç mücadeleden sonra genç ve enerjik sultan II. Mehmed zamanında ikinci kez, bu sefer sağlam bir şekilde, kurulmuştur.
1,000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.