Kim bilir, bu adım adım yalnızlaşma sonunda mutlak bir yalnızlığa ulaşacak. Kim bilir? Sadece anabildiğin şeylerle baş başa kalacaksın. Gene de bir zenginlik!
Sayfa 40
Böyleydi bu ülkede yaşam. Rastlantılara bağlıydı. Ya geçici bir barış döneminde yaşayacaktınız ya da bir savaş dalgası içine düşerek ölecektiniz.
Sayfa 18
Reklam
Ruh kendi kendini nasıl oyalayabilir ki? Arta sadece senin 'iç-gücün kalıyordu. İç-gücün ne kadar dayanıklıysa o kadar dayanabiliyordun. Hayır, boşluğa, hiçliğe yuvarlanmaktan söz etmiyordun. Günlerin aleladeleşmesi yeter de artar mutsuzluk için. Gündüz saatlerinin boz bulanık olmasının verdiği sıkıntı. O tekdüzelik. O çöküş saatleri...
Sayfa 16
Bir şeyler yıkılmış, yıkılıştan sonra sessizlik başlamıştı. Sana artık köhne gelen bir kente gelmiş, yaşamının geçtiği yerlerde dolaşmaya başlamıştın. Yıkıntı, boşluk... İçini kökten sarsan yitirmişlik duygusu. Nedensiz bir yere çarpma, düşüş. Hiçleşme.
Sayfa 13
Hiçbir şey hiçbir yere ulaşmıyor. Bu yüzden rahat bırakman gerekiyor kendini.
Sayfa 37
Neydi yazarak anlatmak istediğin? Belki sadece mevsimlerdi, bu ülkede sonbahardan başlayarak, ilkbahara kadar yaşanamayan gündüzlerdi. Yaz boyunca süren var olmayan gecelerdi.
Sayfa 35
Reklam
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.