Kutsal dinler neden az ki?
Hristiyanlık bütün mezhepleriyle insanlığın üçte biri, İslam beşte biri, Hinduizm yüzde 14-15'i tarafından kabul edilmiştir. İnsanlığın geri kalan kısmı üçte birini ise sekülerlesmis gibi görünen çok dinli Çin ve Japonlar, ardından güneydoğu asya Budizmi ( yaklaşık yüzde altı), Afrika dinleri ve sihlik, caynizm, Yahudilik gibi küçük azınlık inançları oluşturur.
Sayfa 114 - Versus kitap, çeviren: Ebru Kılıç, 1.baski Mart 2012, Yazar: Göran Therborn. Dünya bir kılavuz.Kitabı okuyor
İslâm, diğer bütün dünya dinleri gibi, mensuplarına sadece bir "iman edilecekler listesi" sunmuyor. Bu inançların ve diğer ahlâkî ilkelerin bir yaşam biçimi haline gelmesini öngörüyor. İslâm medeniyeti ve kültürü dediğimiz şey de bu ilkelerin müslüman aktörler elinde zamana ve mekâna nüfuz etmiş, ete kemiğe bürünmüş halinden ibarettir.
Reklam
Dinleri gizil anlamda yok edilemez kılan şey, yandaşlarına kimlik bağlamında demir atacakları bir liman sağlamalarıdır. Tarihin çeşitli evrelerinde, daha yeni, daha "modern" dayanışmalar -sınıf,ulus- daha baskın çıkmış gibi göründü. Ama şimdiye dek, son sözü hep din söyledi. Onun kamusal alandan çıkarılıp yalnızca tapınç sınırları içerisinde tutulabileceği düşünüldü. Ne var ki dini belli sınırlar içinde tutmak, ona egemen olmak çok güçtü, kökünü kazımaksa olanaksız. Onu tarihin müzesine kaldırmak isteyenler birden kendilerini oraya vakitsiz biçimde sürülmüş buldular. Dinse müreffeh ve fatihti, hatta genellikle daha geniş alanlara yayılıyordu. Dünyanın her yerinde ve özellikle İslam ülkelerinde.
Sayfa 151 - Yapı Kredi Yayınları 14. Baskı, Eylül 2013- Çeviri: Orçun TürkayKitabı okudu
Dinleri gizil anlamda yok edilemez kılan şey, yandaşlarına kimlik bağlamında demir atacakları bir liman sağlamalarıdır. Tarihin çeşitli evrelerinde, daha yeni, daha "modern" dayanışmalar-sınıf, ulus- daha baskın çıkmış gibi göründü. Ama şimdiye dek, son sözü hep din söyledi. Onun kamusal alandan çıkarılıp yalnızca tapınç sınırları içinde tutulabileceği düşünüldü. Ne var ki dini belli sınırlar içinde tutmak, ona egemen olmak çok güçtü, kökünü kazımaksa olanaksız. Onu tarihin müzesine kaldırmak isteyenler birden kendilerini oraya vakitsiz biçimde sürülmüş buldular. Dinse müreffeh ve fatihti, hatta genellikle daha geniş alanlara yayılıyordu. Dünyanın her yerinde ve özellikle İslam ülkelerinde.
Sayfa 151Kitabı okudu
Halk İslamı-Burjuva İslamı ve Dünya kardeşliği-Alevilik
"Halk İslamı" terimi, sanki bir "burjuva İslamı" varmış gibi bir kanı yaratmaktadır. Ki bu yanlıştır. "Halk-Burjuva" terimleri sınıfsal bölünmeyi yansıtır. İslam dini sınıflar üzerinden tanımlanamaz. İslam'ın özü bellidir: Alevilik ile bu öz de çelişmektedir.(...) Alevilik kendi dışında 72 dinin olduğuna inanır ve bütün dinleri eşit görür. Alevi felsefesi bütün dinlere aynı gözle bakılmasını ister. Yunus Emre bunu şu dizelerle dile getirir: Yetmiş İki millete bir gözle bakmayan Halka müderris olsa hakikatte asidir Yani dinleri eşit düzeyde görmeyen, müderris(öğretmen) olsa da aslında cahildir.
Sayfa 24 - Ütopya Yayınevi
Yahudiye Çağrı
Maddî bakımdan kurtarıcı bekliyorlarsa niçin bekliyorlar, dünya nimetleri bütün onların elindedir. Siyasî bakımdan bekliyorlarsa niçin bekliyorlar, aşağı yukarı gizlice dünyayı idare edenler onlardır, gizli dünya devletini kuranlar onlardır. Yurt istiyorlarsa çağın en büyük faciasını bir fantezi uğruna işlemekten çekinmeyerek bir milyon Müslümanı yurtlarından koğmuş ve oraya yerleşmişlerdir. Din ve iç dünya açısından bekliyorlarsa -ki bunu asla kabul etmeyeceklerdir-, bu kurtarıcı gelmiştir. İşte İslâm. Dinleri donmuş ve katılaşmış, kapalı bir din halini almıştır. Yürekleri katılaşmış, daha kötüsü maraziyileşmiştir. Irk gururu onlara insancıl olmanın bütün yollarını tıkamıştır. …Son çağlarda bütün ihtilal ve devrimlerde oynadığı rolle insanlığa ancak negatif yönden entegre olmuştur.
Reklam
299 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.