Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Eğer hala hizmet edecek gücümüz varsa, hiçbir acı, keder ya da "kırık kalp" yaşamımıza son verme hakkını vermez bize. Ama artık işe yaramaz olduğumuzda, ölümün kaçınılmaz olduğunu anlayıp soluğunu ensemizde duyduğumuzda, yavaş ve korkunç bir ölüm yerine çabuk ve kolay olanını seçmek bizim en doğal hakkımızdır. Ben kloroformu kansere tercih ettim.
Sayfa 11 - Otonom EdebiyatKitabı okuyor
Uzun süreli bir acı yalnızca hastayı değil, ötekilerinin acıma duygularını da yoruyordu; yoğun duygular sonsuza dek süremezdi.
Reklam
… bize acı veren duygular, onun berrak ve kesin bir resmini çizdiğimiz anda acı olmaktan çıkar.
"Bütün sabah içim o kadar ferahtı, o kadar neşeliydim ki! Ama şimdi yine kara düşünceler geldi, kederliyim; kalbim sızlıyor. Ah, ne yapacağım, ne olacak benim kaderim? Çok ağır geliyor benim böyle bir bilinmezlikte olmam, bir geleceğimin olmaması, başıma ne geleceğini tahmin edememek. Geriye bakmak da korkutucu. Orada hep acı var, bir hatırayla bile kalbim iki parçaya ayrılıyor. Beni mahveden kötü insanlar yüzünden sonsuza dek ağlayacağım."
"Acaba, âşık olacağım ve evleneceğım kişi şu an ne yapıyordur?" sorusunun içinde buluruz kendimizi çoğu zaman. Belki de o an farkında değilizdir, fakat otobüste hemen arka koltukta oturuyordur, yani çoktan yola çıkmışızdır birlikte. Hep yan yanaydık, belki çok yakındık, ama bir türlü aramızda o duygular belirmedi veya biz fark edemedik. O anlarda, daha ikimiz de birbirimize hazırlanmaya devam ediyorduk çünkü. Sokak sokak, ıslana ıslana, acı çeke çeke, her adımını yaşayarak hazırlanır insan gerçek aşka. Zamanı vardır, elbette yaşananların hepsi anlamlıdır. Senin ve onun isteğine göre değildir, bilmediğini isteyemezsin ki. Sen istediğini zannedersin, ancak hazır olmak ve yaşadıkların senin elinde değildir. Her adımını bir ümide atarsın ve belki de sokağı döndüğünde artık karşı karşıya kalmışsındır. İkinizin de paçalarında aynı çamurlu sokakların izleri vardır, birbirinizi oradan tanırsınız."
Duygularımızı kolayca erişemeyeceğimiz bir yere kitlemişiz. Kendimizi duygularımıza kaptırmak istemiyoruz. Bastırdığımız duygular ortaya çıksın istemiyoruz. Biz o yaşta ne yaşadık ? Çocukluğumuzun bize acı veren yanlarını uyandırmamak için çocuklarımızın çığlıklarını duymazlıktan geliyoruz. Böylece kendimizi hapsettiğimiz gibi onları da hapsetmiş oluyoruz.
Reklam
- "Hiç hoşuma gitmiyor. " - "Neden?" - "Çünkü çok acı veriyor." - "Neden acı veriyor?" - "Çünkü gerçek."
Sayfa 183 - Domingo yayınları
Binlerce geyik ya da binlerce kuşun beraberliği Aşk, o benim en güzel hayvanımdır En yeşil ormanların en yeşil mantığında Duyulmaz, öpülmez balığında deniz altlarının Ya da bir akşamüstü lokantası gibi Çöküp de köylülerin yorgun argın Aşk Çok belli bir dudakta iki kişi olmanın. Çok gördüm bir kadındır atlanıp gözlerinden Göz, o benim en
... Hayatı olduğu gibi kabullenmiş gibiydi; kötü bir deneyim yaşandı diye bütün deneyimlerin kötü olması gerekmiyordu. Hayatını acı çektiği için değil, acıyı dindirmenin bir yolu olmadığına kendini inandırdığı için bitirmek istediğini anlamıştı.
"gençsin, çekebileceğin kadar acı çek" diyordu ona, "bu duygular ömür boyu sürmez"
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.