Necip Fazıl ve edebiyatçı olsun olmasın o dönemin birtakım insanları, devletin bekledikle rini karşılayamamışlardır; yerleşik ve köklü ol mayan bir kültürle ve «hükümet hesabına» oku mak üzere Paris’e gönderilmişlerdir, birçoğu da öğrenimini tamamlamadan yurda dönmüştür. Bu dönüş hem onlarda henj toplumda büyük bir kompleksin ortaya çıkmasına yol açar. Gidişte ki şiliksiz bir Türk, dönüşte yine kişiliksiz ve batılı dırlar; Batıyla ilintinin yarattığı yetersizlik duy gusu, Türkiye’ye dönünce «üstün-insan» olmaya dönüşür. Bu dönüşme en zararsız şekilde başta züppelik, megalomani ve mitomani görünümün de belirir. Sınıflamasız, sentezsiz bir kültürleri vardır, kavgacı ve demagogdurlar, fikir ve taraf değiştirmeyi Batı kültürünün gereğiymiş gibi kul lanırlar. Nasırın nasıl kesileceğinden, mayonezin nasıl yapılacağından, Nietzsche’ye ve Elâzığ ke limesinin etimolojisine kadar bilmedikleri şey yoktur ama hepsi de sınıflamasız, biçimlenme lerine katılmamış bir bilgi kataloğu halinde ka lır. Toplumca bunların «kaleminin kuvvetli» ol duğu sanılır; aslında düzyazı beğenileri, Süley man Nazif’ten arta kalmıştır, derleme toplama bilgilerini kullanmaları toplumda çok kültürlü oldukları izlenimini uyandırmış ve böylece üstün- insanlıklarınm pekişmesine ortam hazırlamıştır («Kendi kendini yetiştirenlerden Peyami Safa’yı hatırlayalım). ...
Sayfa 60
03 Haziran 1972: Türkçüler Derneği Kurultayı MHP ile İlişkiler Kopuyor Türkçüler Derneği ile MHP arasındaki ilişki, 03 Haziran 1972 Cumartesi günü yapılan Türkçüler Derneği Kurultayı'nda kopmuştur. Kurultayda Muzaffer Eriş başkan, Orhan Tuncer ikinci başkan, Abdülhalûk Çay genel yazman, Erdoğan Saruhanlıoğlu genel yazman seçilmişlerdir.
Reklam
birisi bir camı açar birden haykırır sen de varsın ey hayat tıpkı ölüm gibi
Sayfa 127
Kazananlarla kaybedenler arasındaki fark, alışkanlıklarındaki farklılıklarda yatar. İyi alışkanlıklar başarının anahtarıdır. Kötü alışkanlıklar ise yenilginin kapılarını açar.
Yarım kalmış teorik çalışmam ile ilgili dosya (ben bir göstergebilimciyim. Bunun ne anlama geldiğini sormayın çünkü göstergebilimin anlamı üzerine okuduğum kitapların hiçbirisini anlamamış durumdayım. Yapmakta olduğum çalışma o kadar tuhaf bir konu ile ilgili ki ona ancak "göstergebilim yapıyorum" diyerek saygınlık kazandırabileceğimi düşünüyorum. Bilmem haberiniz var mı ama insanlar büyük tuvaletlerini yaptıktan sonra altlarını kağıtla silerler. Kendimden ve konuştuğum bir çok kişiden biliyorum ki alt silindikten sonra da her insan ka­ğıdı açar ve sildiği maddeye bakar. Şimdi bunun mutlaka derin bir anlamı olması gerekiyor. Bunu bulmak için · yola çıktım. Yaptığım iş manasız değil. Çünkü Umberto Eco da böyle ma­nasız şeylerle uğraşıyor ve herkes ona "deha" diyor.
birisi bir camı açar birden haykırır sen de varsın ey hayat tıpkı ölüm gibi
Sayfa 610 - Yapı Kredi YayınlarıKitabı okudu
Reklam
412 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.