Önce amca olarak kan bağıyla, sonra 'Allah'ın Aslanı'olup can bağıyla Resulullah'a bağlı olan bir yıldızdır Hamza. Çöllerin yalnız adamıdır, adağı kalbindeki putları devirip ve kılıcı ile küffarın saltanatını kesip dağıtan' Şehitlerin Efendisi' müjdesini Cebrail'in getirdiği yiğittir. Gökteki yıldızları nasırlı elleri ile kumların üzerine taşıyan bir seyyahtır Hamza. O ister ki, yolunu, yönünü kaybedenler, yıldızların toprağın üzerine bıraktıkları izleri takip etsinler de bulsunlar yönünü ve yolunu. Şahit olmak da şehid olmanın arasındaki o görünmez ince çizgiyi kanlarıyla boyayan, "Cesaret nedir?" sorusuna "Ben gördüğümden korkmam!" cevabını veren Hamza...
Sayfa 103Kitabı okudu
TÜRKEŞ'İN YENİ BİR MEKTUBU VE MİLLÎ YOL'UN TOPLATILMASI Tedbirler Kanunu artık yürürlükte olduğu için ismet Tümtürk, hukukçu gözüyle de yazıları inceliyor ve durup dururken Millî Yol'un başına iş açılmamasına dikkat ediyordu. Bununla beraber, derginin atak ve cesur neşriyatı kesilmiş değildi. 10. sayıda Türkeş'in yeni bir
Reklam
Âlemde hiçbir tek cevher yoktur ki, her an ve hatta andan da daha küçük her zaman diliminde Allah'tan istekte bulunmasın. Çünkü âlem, en incesinden, en küçüğüne kadar O'na muhtaçtır, O'na gereksinim duymaktadır. Varlığını korumak ve devam ettirmek için O'na ihtiyacı vardır. Allah her varlığa, varlığını kalıcı kılacak
Oğlu Mehmet Kısakürek, devletin hazırlattığı belgesel yeterli bulmayıp kendisi Üstad'ı anlatan bir belgesel hazırlar. "Belgesel 91 dakikaya indirilmiştir. Belgeselin senaryosunu yazan bendenizim ve yöneten yine bendenizim. Daha önce yapılanı beğenmedim. Görüntülerin Üstad'ın ruh dünyasını tam yansıtamadığını düşündüm ve Allah yardım etti. 11 gün içinde ve geçtiğimiz yaz ayları içerisinde belgeseli çektik. Bu filmi çekecek kendimden başka, aradığım halde kimse bulamadığım için, tek başıma çekmek zorunda kaldım. Bu belgeselin kıymetini anlamak için Üstad'la ilgili diğer konularda olduğu gibi, asgari seviyede de olsa bir sanat temeline, bir estetik ufkuna ve ruhuna sahip bulunmak lazımdır. Yani üstada dair mutlaka birtakım bilgilere malik olmak gerekiyor ki belgeselin kıymeti anlaşılsın. Kimseyi hakir görmek için söylemiyorum ama Üstad bir üstün fikir ve idrak mevzu idi, bu yüzden sokakta gezen tozan için Üstad'ın söyleyeceği çok fazla bir şey yoktur. Biz, bu belgeseli çekerken de geniş halk kitleleri hedeflemedik; ama buna rağmen TRT 1 de gösterildi. İyi bir "reyting' aldı. Bunlar işin beklemediğimiz artıları. Yine CNN Türk'te kısaltılmış haliyle gösterildi. Kısacası bu belgesel gelecek kuşaklar için, araştırmacılar için bir kalıcı kültür mirasıdır."
Büyük âlem, sûfılere göre insanın dışındaki şeylerdir. Küçük âlem ise âlemin ruhu, nedeni ve sebebi olan insandır. Âlemin felekleri onun makamları hareketleri ve tabakalarının ayrıntısıdır. (İnsan Küçük Alemdir) İnsan cisim bakımından küçük bir âlem olduğu gibi yaratılmış olması yönünden de zelil’dir. Böylece, onun teelluhu (ilâhlaşmak, İlâhî huylarla ahlaklanmak) mümkün olabilmiştir. Çünkü insan âlemde Allah'ın halifesidir. Âlem ise insana amade kılınmış bir ilâhlıdır. Nitekim insan da, Yüce Allah’ın ilâhlısıdır. Bilmelisin ki: insanın en yetkin yaratılışı, dünyadadır. Ahirette ise her iki gruptan insanlar yarım olarak bulunur. Bu yarımlık, bilgide değil haldedir. Çünkü her fırka (mümin ya da kâfir), kendi halinin zıddını bilir. Binaenaleyh insan, aynı anda hem mümin hem de kâfirdir. Mutluluk- bedbahtlık, nimet-azap, nimedenen-azap gören hep birliktedir. Bu nedenle, dünya bilgisi daha tam, ahiret tecellisi ise daha üstündür. Anla, bu kilidi çöz! Bizim bu meselede anlayabilene simgesel bir ifademiz vardır. Onun lafzı kınanmaya müsait, anlamı ise nefistir.
Şâir ne güzel söyler:
Allah'ın son derece anlayışlı akıllı ve zeki kulları vardır Onlar dünyayı terkettiler ve fitnelerden korktular Dünyaya bakıp şu gerçeği iyice anladılar Burası diriler için kalıcı bir vatan değildir Neticede bu dünyayı bir deniz sayıp Sâlih amelleri kendilerine gemiler edindiler
Sayfa 84 - ERKAM YAYINLARIKitabı okudu
Reklam
117 öğeden 71 ile 80 arasındakiler gösteriliyor.