"İşte Peygamber'imizin sınırlarını çizdiği, ferdi ve içtimai hayat tarzı, sözleri, davranışları, başkalarının davranışlarını tasvip'i/reddi..."
"Sünnet ve sünnetin ortaya koyduğu edepleri koruma, İslam'ı koruma ve yaşama anlamına gelir."
Hayatımıza aldığımız insanları özenle seçiyoruz, dostumuz olacaksa ayrı, sevdiceğimiz olacaksa ayrı mihenklerimiz var.
İçimizde bir mahkeme kurulu, titiz, hassas ayar terazilerimiz var.
İnsandan tut eşyaya, hayatımız, biriciğimiz, kıymetlimiz için en iyisini istiyoruz ve tartıyoruz. Yaşam serüvenimize layık olacağını düşündüğümüz her şeyi büyük bir memnuniyetle dahil ediyoruz, çoğu kez bu liyakatin kovalayıcısıyız da zaten.
Hal böyle iken, hayatının her alanını, her ince noktasını bu kadar özenle dayayıp döşeyen insanların, bu emeklerinin zayi olacağını/olduğunu düşünelim.
Gaye-i Maksad'ımız olan var-oluş serüvenimizde ki "Biriciklerimiz" in eksik olduğu serüven...
Bu eksikliği nasıl tanımlamalıyız/m bilmiyorum.
Ne kadar farkındayız/m bilmiyorum.
Sadece adım atıyorum, her adımda gördüğüm dünyalarım, geçmişin eksik yanına pencere açıyor. Daha ne kadar dünyam eksik bilmiyorum, tek bildiğim şu an gördüğüm her şey değil. Her şeyin içinde ne kadarı bilmiyorum..
Öğrenmek istiyorum, yaşamak istiyorum.