"Kapının üstünde yarattığın hiyeroglifler altın renkliydi ama babamla Amos'unkiler mavi renkliydi. Neden acaba?" "Belki de herkesin ayrı bir rengi vardır. Belki seninkiler şeker pembesi renginde olacak." "Aman ne komik." "Gel bakalım pembe büyücü, içeri girelim."
Sayfa 105Kitabı okudu
Cüppelilerin güzel söz söyleme kurallarını nasıl gülünç bir şekilde uyguladığını kullandığını görüp de kahkahalarla gülmemek mümkün mü? Aman Tanrılar; ne el kol hareketleridir o, ne komik ne gülünç ses nağmeleridir o! Ne havlamalar, ne böbürlenmeler! Her an suratlarını ne büyük çeviklikle değiştirirler! Ne kadar kuvvetli bağırtılar -kubbeleri çınlatan bağırtılar- çıkarırlar!
Reklam
Hemen her yerde ve hele ilim ve irfanın zayıf bulunduğu memleketlerde hike aldatmacayla daha çok iş görülür. Güya bütün insanlık yalanı, dolanı ortadan kovarak adalet ve hakikati en saygın makama geçirmek için uğraşıyor. Maazallah böyle bir felaket gerçekleşirse hep siyasetler, tcaretler işlemler durur. Bütün dünya altüst olur. En akıllılarımız
Farklı bakış açıları daha güzel anlatılamazdı
Görüş Açısı Gülümseyerek, "Erkekler komik," dedi. Bunun kabahat mı, yoksa övme mi belirttiğini anlamadığım için, "Gerçekten doğru," diye cevap verdim. "Kocam tam bir Othello. Bazen onunla evlendiğime üzülüyorum." Anlamayarak baktım. "Açıklamandan..." diye söze başlayacak oldum. "Ha, senin duymadığını
Aman ne komik!
"Bilimle birlikte, dalgın bilginler hakkında fıkralar da doğmuştur. Bunlardan birinde Thales’ten bahsedilir. İnsanlar, Thales’in yıldızlara niçin baktığını pek anlayamazlardı, ama bir kere dalgınlıkla kuyuya düştüğünü ve Trakyalı köle bir kadının kendisine: “Sen göktekileri bilmek isterken, ayaklarının altındakini görmüyorsun” diyerek çıkıştığını gülerek anlatırlardı. Görüyor musunuz, bilginlerin dalgınlığına dair fıkralar ne kadar eski!"
“Kan revan içinde kalmış öyle söylerdi.” “Ayol bizimki de anne işte! İnsan hiç kızına düşüğünün nasıl olduğunu anlatır mı? Oldu olacak açıp gösterseymiş de…” “Kadın acısını paylaşmıştı işte.” dedi lakin bu cümleyi öyle bir nefesine yedirdi ki basbayağı lafı yemiştim. Toplumun belli acılara böylesine yalancı bir dokunulmazlık yüklemesi bana öyle komik geliyordu ki size nasıl anlatsam bilemiyorum. Özellikle bu annelik olayları beni yiyip bitiriyor, ya gören de bana doğuruyorsun sanacak! Kim bilir kimden peydahladı o çocuğu da hangi adamın altına yatmaktan düşüverdi? Hadi diyelim ki üzüldü tamam saygı duyalım anneliğine... Düşene üzülen kadın hiç düşmeyenlere sevinmez mi? Biz düşmedik de ne oldu, gören de çok değerimizi bildi sanacak. Aman ben bunları ne diye içimde tutuyorsam? “Ay abla Allah aşkına biz düşmedik de ne oldu?” “Belki sana bu denli öfkesi de bundandı...” Hah bir bu eksikti, ablam yine başlamıştı avukatlığa. “Ya sen inanıyor musun gerçekten buna? Annemin davranışlarına böyle duygusal bir neden bulmaya harcadığın vakit kadar annem acı çekmemiştir.” “İnanmak istiyorum.”
Reklam
64 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.