Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Her şeyi gösteren güneşi, güneşten sormak gerekir. Evet, her şeyi gösteren, kendini her şeyden ziyade gösterir.
Her insan için, bu âlemden hususî bir âlem vermiş; o âlemin rengini, o insanın itikad-ı kalbîsine göre gösteriyor. Meselâ, gayet meyus ve matemli olarak ağlayan bir insan, mevcudatı ağlar ve meyus suretinde görür. Gayet sürurlu ve neş'eli, müjdeli ve kemâl-i neş'esinden gülen bir adam, kâinatı neş'eli, güler gördüğü gibi; mütefekkirâne ve ciddî bir surette ibadet ve tesbih eden adam, mevcudatın hakikaten mevcut ve muhakkak olan ibadet ve tesbihatlarını bir derece keşfeder ve görür.
Reklam
Bak kitab-ı kâinatın safha-i renginine, Hâme-i zerrîn-i kudret, gör, ne tasvir eylemiş.
Hâme-i zerrîn-i kudret~kudretin altın kalemi
Çünkü bizdeki intizam o kadar mükemmeldir ki, ancak herşeyi görür ve işitir ve bilir ve yapar bir zât bize hükmedebilir.
Demek bütün yıldızları elinde tutmayan, bir tek zerreye rab olamaz.
Reklam
..bu kâinat, bütün mevcudâtıyla beraber, kaderin kalemiyle yazılmış, kudretin çekiciyle yapılmış mânidar hadsiz kitaplar, mektuplar, nihayetsiz binalar ve saraylar hükmünde..
Vâhid-i Ehadin ve bir fâil-i Ferd-i Samedin mevcudiyeti, güneşten daha zâhir, daha parlak bir tarzda, kalbdeki iman gözüne görünür gibi kat'î bilinir.
Bazen kişi gözündeki hastalık sebebiyle güneşin ışığını yadırgar; ağız da hastalığından dolayı suyun tadını inkar eder.( Busayrî, kasidetül-Bürde)
haram sevmekte bir kıskançlık elemi ve firak elemi ve mukabele görmemek elemi gibi birçok ârızalar ile o cüz'î lezzet, zehirli bir bal hükmüne geçer. (Asâ-yı Mûsa 22.sh - Risale-i Nur)
Sayfa 22 - Envar
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.