“Ne havadaki kuş, ne ovadaki geyik onun okundan kurtulabilirdi. Bir kasırga gibi, bir fırtına bulutu gibi önüne geleni yeniyordu. Selçuk oğlu, başına börkünü yan oturtmuş, dağ gibi şahlanan bir at üstünde, kükreyen arslan gibi, çıkan şimşek gibi, dolu dizgin giderken, Turan ve İran ve Rum hayran bakıyordu.”