Bir alıntı nasıl oluyor da tüm hislerimin tercümanı olabiliyor?
Fakat, Allah kahretsin, insan anlatmak istiyor albayım; böyle budalaca bir özleme kapılıyor. Bir yandan da hiç konuşmak istemiyor. Tıpkı oyunlardaki gibi çelişik duyguların altında eziliyor. Fakat benim de sevmeye hakkım yok mu albayım? Yok. Peki albayım. Ben de susarım o zaman. Gecekondumda oturur, anlaşılmayı beklerim. Fakat albayım, adresimi bilmeden beni nasıl bulup anlayacaklar? Sorarım size: Nasıl? Kim bilecek benim insanlardan kaçtığımı? Ben ölmek istiyorum sayın albayım, ölmek. Bir yandan da göz ucuyla ölümümün nasıl karşılanacağını seyretmek istiyorum. Tehlikeli oyunlar oynamak istiyor insan; bir yandan da kılına zarar gelsin istemiyor. Küçük oyunlar istemiyorum albayım.”
Sevgili tavşancığım,
Sana bir şeyler yazmak yerine milyonlarca şey söylemek isterdim ama artık imkânsız galiba. Sanırım seni çok şaşırttım. Senin intihar planlarınla her dalga geçişimde kendi ölümüme kendimi alıştırıyor, korkaklığımı yenmeye çalışıyordum. Bir de öyle bir hayalim vardı ki gerçekleşmesi demek, yeniden doğmuş olmam demekti. Fakat
YAŞ 5 Anne ve babamın birbirlerine bağırmalarının beni ne kadar korkuttuğunu öğrendim.
YAŞ 7 Meşrubat içerken gülersem içtiğimin burnumdan geleceğini öğrendim.
YAŞ 12 Bir şeyin değerini anlamanın en iyi yolunun bir süre ondan yoksun kalmak olduğunu öğrendim.
YAŞ 13 Annemle babamın el ele tutuşmalarının ve öpüşmelerinin beni daima mutlu
Onun yüzüne bakmak ve sesini duymak yaşadığımı hissediyordum.
Güzel miydi?
Evet, güzel olmasına güzeldi ama bu o kadar önemsiz bir ayrıntıydı ki benim için.
Başına bir şey gelse, yüzü değişse, hatta çirkinleşse bile ona olan duygularım değişmezdi.
Güzellikten çok daha farklı bir şeydi beni ona vurgun kılan.
Anlatılamaz, dile söze gelmez bir şey ;bir hava, bir tavır ,sesindeki ince bir kırılma, dudaklarının kıyısındaki hafif bir gölgelenme,gülerken çenesinde oluşan küçük çukur.
Bunların hepsi, hepsi çok güzel şeylerdi.
Daha da önemlisi ruh ikiziydik.
Ömür boyu içinden çıkılmayan ,her anın lezzetiyle dolup taşan bir sığınaktı, birbirimizde bulduğumuz....