Başkaları hep kendisini senin vicdanının kahyası sanacak. Neyden uzak durmaya çalışıyorsan, o gelip seni bulacak. Hayatın veremediği bütün sözleri sen vereceksin. Verdiğin bütün sözleri sen tutacaksın. Çok kırılacaksın. En yakınlarım dediklerinin dahi sana zaman zaman ne kadar uzak olduğunu fark edeceksin. Kıyıdan uzaklaşmama sözü verdiğinizi bir sen aklında tutacaksın. Çok sinir olacaksın. Bir piyango bileti alsam, bana çıksa, kaçsam buralardan diyeceksin ama amorti bile isabet etmeyecek. Karşıdan gelen kadın şemsiyesiyle yine senin kafanı delecek. Marketteki domateslerin arasından mandalina çıkacak. Güleceksin. Senin çok güldüğüne başkaları gülmeyecek.
Piyango bileti satın almaya giderken kaza geçirip bir otomobilin içinde ölme ihtimaliniz, ikramiye kazanma ihtimalinizden yüksektir.
Reklam
Kör Adam & Hırsız
Kör adama yardım teklif ettiğinde, sonradan arabayı çalan adamın, tam o anda, hiçbir art niyeti yoktu, hatta tam tersine, tek yaptığı, yücegönüllülük ve insan sevgisi denen duygulara itaat etmekti, ki bunlar, herkesin bildiği gibi, insanın en iyi iki özelliğidir, hatta bu duygulara, mesleğinde ilerleme umudu bulunmayan, yoksulun ihtiyaç içinde olmasından yararlanan gerçek işletme sahipleri tarafından sömürülen bizim basit araba hırsızınkinden çok daha taş kalpli suçlularda bile rastlandığı olur. Sonuçta, ne olursa olsun, kör bir adama önce yardım edip sonra arabasını çalmak ise can çekişen ve eli kolu tutmayan bir ihtiyarın mirasına göz dikerek onunla ilgilenmek arasında çok da büyük bir fark yoktur. Kör adamın evine yaklaşırken, kendiliğinden aklına gelivermişti bu, tıpkı, hani denir ya, herhangi bir önsezi nedeniyle değil, yalnızca karşısına biletçi çıktığı için piyango bileti almaya karar veren, ne yapacağı kestirilemeyen kaderin sunacağı şeye baştan razı olmuş biri gibiydi, ya eline bir şey geçerdi yada hiç bir şey...
Kırmızı KediKitabı okuyacak
Beygir Sınav yaptılar, sorular yanlış çıktı. Üniversitelerin taban puanlarını açıkladılar, taban puanlar yanlış çıktı... Kılavuz yayınladılar, kılavuz şinanay... Başarı sırası yaptılar, sıralama yanlış. Türkiye’de her sene 62 milyar adet milli piyango bileti satılıyor, 62 milyar adet... İster Bursa’dan al, ister Van’dan, ister
Önüne atılan bir piyango bileti gibi. Kimbilir benden de bu yüzden hoşlanmıyorsundur belki de. Sana yalan söylemiyorum. Bana en büyük yalanları söyleyen sensin. Yine kendini kandırmak istiyorsun ha? Ben senin gerçek sözlerinim ve kendinden bile saklamaya uğraşıyorsun...
Haklısın, dedi Luis Rocha. Ama bu durumda çok sayıda piyangodan bahsediyoruz. Evrenin genişlemesi, ilk ısı, maddenin homojenliği, maddenin anti-maddeye karşı hafif üstünlüğü, doğru yapı sabiti, baskın kuvvetin değerleri, elektro zayıf kuvvet, çekim kuvveti, hidrojenin helyuma dönüşme oranı, karbonun oluşması için gereken hassas işlem, dünyanın çekirdeğinde manyetik alanın oluşması için gereken metalin bulunması, gezegenin yörüngesi... Her biri ayrı bir şarttır. Eğer bu etkenlerden herhangi birindeki değerlerden birisi çok az daha farklı olsa yaşam olmayacaktı. Ama hayır, hepsi tesadüf. Sence de muhteşem değil mi? Elini salladı. Bu aslında dünyayı dolaşıp her ülkede bir piyango bileti almak gibi. Eve döndüğünde bir bakıyorsun ki aldığın her bilete büyük ikramiye çıkmış. Her birine! dedi ve güldü. Bu ülkelerden birinde piyango kazanabilmek için çok şanslı olmam gerekiyor. İki ülkede birden kazanırsam fevkalade bir şey olur. Ama her ülkede kazanırsam bu biraz şüphe uyandırmaz mı? Başka bir şeylerin döndüğünü anlamak için deha olmana gerek yok, değil mi? Bir müdahale olduğu kesin.
Reklam
359 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.