Benim kabuslar da böyle:
Pahom bütün gece uyuyamadı. Sadece sabaha karşı biraz içi geçti ve bir rüya gördü. Rüyasında yine aynı çadırda yatıyor, dışarıda da birinin sürekli güldüğünü duyuyordu. Kimin güldüğünü öğrenmek için kalkıp dışarı çıktı ve Başkurt reisinin çadırın önünde oturmuş, göbeğini tuta tuta kahkahalar attığını gördü. Yanına gidip, “Neden gülüyorsun?” diye sordu. Fakat adama bakınca bunun Başkurt reisi değil, evine gelip Başkurt topraklarından bahseden tüccar olduğunu fark etti. Sonra da tüccara, “Epeydir burada mısın?” diye sordu, fakat karşısındaki artık tüccar değil, vaktiyle evine misafir olan yolcuydu. Pahom bir daha baktı ve karşısındakinin köylü falan değil şeytan olduğunu anladı. Boynuzlu, toynaklı şeytan oturmuş kahkahalarla gülüyor, önünde de üstünde sadece bir gömlekle pantolon olan, çıplak ayaklı bir adam yatıyordu. Pahom adamın kim olduğuna da baktı. Yerde cansız yatan adam ta kendisiydi. Pahom’un ödü koptu ve uyandı. Sonra da, “Rüya işte canım,” diye düşündü. Etrafına bakındı: Açık kapıdan ortalığın ağardığını gördü. “Gitme vakti geldi, milleti uyandırayım,” diye düşündü. Kalkıp arabada yatan uşağını uyandırdı, atlara koşmasını emredip Başkurtları da uyandırmaya gitti.
Biraz evvel Bedri eve geldi; deli gibi bir hali vardı, odasına çıkıp yatağına seriliverdi. Kapıya kulağımı koydum. Galiba ağlıyordu da... Kazık kadar adam... Hâlâ çocuk... Bu kız da buralarda baygınlık- lar geçiriyor... Acaba ikisi de sahiden sevdalı mı? Allah göstermesin... Kocası olacak serseri de ne boynuzlu herifmiş!..
Sayfa 168Kitabı okudu
Reklam
Adam diz çöktü. Arkasındaki parçalanmış kanatlar hafifçe titreşti. Tırnaklarının altında hala mor boya kalıntıları vardı. "Tüm kuralları çiğnedin Katria." Sözleri hayal kırıklığıyla doluydu. "Sensin," diye fısıldadım. "Lord Fenwood." "Artık gerçek benliğimi gördüğüne göre gerçek adımı da bilmelisin. Davien." Arkasındaki perileri işaret etti. "Geyik boynuzlu beyefendi Hoş. Diğer boynuzlu dostumsa Giles."
Sayfa 106 - Yabancı YayınlarıKitabı okudu
Bulutların arasında yüce bir dağ belirmişti. Sonra dağın arkasından,ellerinde kalkanları, mızrakları, kılıçları Wikinglere benzeyen demirden boynuzlu şapkalarıyla dört tane adam beliriverdi. Korkudan gözlerim fal taşı gibi açılmış, dilim tutulmuştu....
NesilyayinlariKitabı okudu
Çinli tarihçiler kehanet ve sağaltıcılıktaki Hun uzmanlarına atıfta bulunur ve bize Hunların "dokuz göğe kurban edilmiş do­ kuz göğün büyücülerinden'' söz eder. Tarihçiler şamanlardan bah­ sediyor gibiler. Hastalıkları tedavi etmek için insan kurban etme yoluna başvurulduğunu öğreniyoruz: Roux Ortaçağ Moğolları­ nın ölüme razı
Yargıç, sanığa dönüp yüzünü eline dayadı: - Peki, başka ne demektir? - Öhhö öhö öö .. Boy .. öhö öhö .. boynuzlu demektir efendim. - Hımm... Yani bu adam öhhö öhö yapmakla, sana boynuzlu demek istedi, öyle mi? Öhhö öhö ..
Reklam
73 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.