Memed, dingin: “Bundan sonra insan öldürmeyeceğim.” Süleyman, yakasını bırakmadan: “Eğer bir Abdi Ağaya daha rastlarsan, onu da öldürmezsen gene iki elim yakanda olsun. Yüz tane Abdi Ağa görürsen, yüzünü de öldür…” Memed, gülerek: “Söz,”dedi. “Yüz tane bulursam, yüzünü de…”
Yapı Kredi YayınlarıKitabı okudu
"Bana bak! Oğlum İnce Memed," dedi. "Suçsuz adamı, az suçu olan adamı, parası için öldürürsen iki elim yakanda olsun." Memed, dingin: "Bundan sonra adam öldürmeyeceğim." Süleyman, yakasını bırakmadan "Eğer bir Abdi Ağaya daha rastlarsan, onu da öldürmezsen gene iki elim yakanda olsun. Yüz tane Abdi Ağa görürsen, yüzünü de öldür..."
Sayfa 123 - YKYKitabı okudu
Reklam
"... Süleyman memedin yakasından tuttu. Gözlerini gözlerine dikti: Bana bak! Oğlum ince memed dedi, suçsuz adamı az suçu olan adamı, parası için adam öldürürsen iki elim yakanda olsun. Memed,dingin: 'Bundan sonra adam öldürmeyeceğim.' Süleyman, yakasını bırakmadan: Eğer bir Abdi ağaya daha rastlarsan, onu da öldürmezsen gene iki elim yakanda olsun. Yüz tane Abdi Ağa görürsen, yüzünü de öldür... Memed: söz dedi ' yüz tane bulursam yüzünü de..."
Sayfa 124 - YKYKitabı okudu
Mütecessis bir tebessümle kınarken esef yüklü mutlulukları, hani olurda içimizden gelen kahkahaya eşlik eder mazimin çocuk yanı. Aslında mücbir sebepleri var yas denen mutluluk ihlalinin. Bu sebeple senle ben ayrıyız sevdiğim. Zamanın hayal kırıklıkları yığınla belirsiz bir zarf tümlecinde; bir de benlik duygusu yok mu? Bence o zulüm ediyor nefsimize. Dingin ruhların da kralı ölür vakti geldiğinde, Süleyman bile göçmedi mi bir değnek üzerinde? Hele ki huzurun tınısında hep yeknesak bir hayat varsa heybemizde, işte o vakit yalnızlık başlar güncemizde. Açık tenli bir aşka rağbet edip tozu dumana katarken gecelerde, dönüşü geciktirmeyip gerimi dönsek kıblemize… Ürkek bir ceylan gibi vuruldu mazim düşlerimde ve asla olmaz dediğim alametlerle boğuşuyorum kendimce. Oysa ki tek bir kelimesine verebileceğim candan öte ne çok şey vardı servetimde, şimdi keşke diye başlayan şiirlerin hepsi benden sana gelsin hediye. Kenetlendiğimiz bir dizede, anbean depreşen ruhlarımızın kafası güzelliğinde keşfederken sensizliği. Uzaklardan ağıtlar duyuluyor yoksa öldün mü sevgili? Kâhinlerin hayretler uyandıran palavralarına kanmıyorum eskisi gibi... Alim görünümlü soytarıların kıskancında değilim inan ki... İlahi bir haz olarak beklemesem de artık seni, ötelere bıraktım bende kalan arzuların şehvetini. Dip açılarımın en haşmetlisi ile münakaşadayım, sadece aşka hibe ettiğim açlığımın kavgasındayım. Üstelik devingen bir mahremiyet kadar kutsal olan her ne varsa, ben bundan böyle onlara tapmaktayım.
"Bana bak! Oğlum İnce Memed," dedi. "Suçsuz adamı, az suçu olan adamı, parası için adam öldürürsen iki elim yakanda olsun." Memed, dingin: "Bundan sonra insan öldürmeyeceğim." Süleyman, yakasını bırakmadan: "Eğer Abdi Ağaya daha rastlarsan, onu da öldürmezsen gene iki elim yakanda olsun. Yüz tane Abdi Ağa görürsen, yüzünü de öldür..."
Sayfa 124Kitabı okudu
Sahildeki demircilerin ritmik vuruşlarındaki âhengin tesiriyle Mûsiki Ilminin kaidelerini telif eyleyen Pythagoras, gezegenlerin hareketinde saklı nağmeleri dinleyebiliyor sonunda.. Bu hakikatler Ladikli’nin Zeynu’l-Elhan’ında ayrıntısıyla : “Bilgil kim bu fennun [müsikinin] vâzıı Fisagoras-ı hakimdür; [Hz.] Süleyman'ın şakirdlerindendur. Üç gice birbiri ardınca düşünde gördiği kimesne eydür İdedi]: Yâ Fisagoras! Filan denizin kenarına var; bir ilm-i garib te'lif eyle! Pes üç sabah ol bahr kenarına vardı, hiç kimesne bulmadı; illâ gördü ki bir bölük demirciler usûl-i mütenasibe üzre çekiç ururlardı. Bunlarun durûb-i tenasübünde tefekkürât-ı kesîre eyledi ve döndi. O yine geldi, Hak Subhanehu Teâlâ'nun feyziyle bu ilmün kavâidini telif eyledi. Andan sonra riyazatıyla bir mertebeye erişti kim dâyima dirdi: - Ben harekât-i eflâktan mahbub nağmeler işidurım.
Reklam
44 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.