Bir yerde bizi, biz islâm dünyasını güne bağlayan ip koptu. Biz müslümanlar, tarihin arenasında bir yerde bugünün deyişiyle güncel olmaktan çıktık. O gün bu gündür, tarih önümüzde oluşuyor ve onu peşinden kovalıyoruz. Tarihdeş olamıyoruz bir türlü. Tarihin zamanla birlik olduğu noktadan adımlarca geriden gidiyoruz hep. Batılılaşma anlamında çağdaşlaşamadığımız ithamı yersiz, ama, dediğimiz anlamda çağdaşlaşamadığımız, hatta çağ dışı kaldığımız bir gerçek. Tarihi, zamanı ve kendimizi aynı noktada toplayamıyoruz. Ya tarih fırlayıp gidiyor, ya zaman. Kimi zaman da biz çöküp kalıyoruz; zaman ve tarih, içiçe, elele giderken. Çağı anlama ve ona uyma değil, ama, onu karşılayacak veya dengeleyecek şekilde ona göre davranma gücünü mü, elastikiliğini mi, bir şeyimizi yitirdik işte, Böylece bir anlamda güncelliğimizi yitirirken, öte yandan başka bir anlamda büsbütün güncel olduk. Yani günübirlikçi, gündoldurucu olduk. Zamana yetişememenin telâşı içinde günlük davranışlardan ötesini düşünemez hale geldik.