Semerkant Yazmasından alınmış bir mesel : Üç arkadaş İran'ın yüksek yaylalarında gezintiye çıkmış. Karşılarına bir pars çıkmış, dünyanın en yırtıcı yaratığıymış. Pars üç adamı uzun uzun süzmüş sonra üzerlerine doğru koşmaya başlamış.
Birincisi en yaşlı, en zengin, en güçlüleriymiş. Haykırmış: Ben buraların hakimiyim, bana ait olan bu toprakları
Kitaplarda yer almış bir öyküdür. Üç arkadaştan söz eder. Derler ki: Binli yılların başlarında çağı etkilemiş üç İranlı vardır: Dünyayı gözlemlemiş olan Ömer Hayyam, dünyaya hükmetmiş olan Nizamülmülk ve dünyayı titretmiş olan Hasan Sabbah.
"Bildiğimiz kadarıyla insanların zihinlerinde üç Tanrı var" dedi Hasan Sabbah'ın arkadaşı sakin bir sesle. "İlki Yahudilerin Yehova'sı, ikincisi Hıristiyanların Tanrısı, üçüncüsü de Kuran'ın Allah'ı."
"'Bir' olanı üç kere söyledin" diye karşılık verdi ona Hasan, "Nedir bu 'Bir', eğer gerçekten varsa elbette... Yahudiler, Hıristiyanlar ve Müslümanlar, kendi tanrılarından daha büyük olan 'Bir' gerçeğin içine bakabilselerdi ne olurdu?.."
Peter'ın hayatında eski bir yazar olduğunu hatırlıyorum. Adı William S. Burroughs'du ve Peter'dan 31 yaş büyüktü. Peter benden 32 yaş büyük. Burrough Dağın Yaşlı Adamı, Batıda Assassinler olarak adı çıkan ve uyuşturucu kullandığı öne sürülen ortaçağdaki Nizari-İsmaili tarikatının lideri Hasan Sabbah'a kafayı takmıştı. Alamut'taki dağ kalelerinde yapıldığı söylenegelen uyuşturucu kullanımı ve ritüelize katil hikayelerinin yanı sıra, Assassinler'in Kıyamet Doktrinleri meşhurdu. Yeniden Diriliş'in çoktan gerçekleştiğini ve dinsel yükümlülüklerin ortadan kalktığını savunurlardı; böylece namaz kılmaz, Ramazan'da yemek yiyip seks yapar, şarap içip ot tüttürürlerdi. Fransız araştırmacı Henri Corbin kıyamet ile ileri sürülen şeyi şöyle betimler:"saf spiritüel bir İslam'ın gelişi, bütün yasalara uyma ve kanunlara kölelikten kurtuluş, spiritüel doğum olan Yeniden Diriliş'in şahsi dini.".