Kimi erkek, göremediği şefkat ve ilginin acısının bede­ lini kadınlara kötü ve baskıcı davranarak ödetmeye çalışır. Aslında bedel ödetmeyi istediği kişi annesidir. Hayatındaki kadınları "cezalandırırken" o, annesini cezalandırıyordur. Kimi erkek, çocukluğunda yeterince alamadığı ilgi ve şefkati bulabilmek için ideal anne arayışına girer. Bu erke­ğe idealindeki kadını tanımlaması söylendiğinde tüm ka­rakterlerin bileşimi olan bir kadını hayal eder. Ama öyle bir kadın yoktur. Ve arayış sürer.
Hayatın ilk yarısında kendi karakterimizin özellikleri bizim için gerçeğin ta kendisidir. Başkaları nasıl düşünür­se düşünsün, kendi değerlerimizin, kendi prensiplerimizin, kendi önceliklerimizin "en doğru" olduğunu düşünürüz. İkinci yarıda, bizden çok farklı olan insanların özellik­ lerinin değerini bilmeye başlarız. Hatta hayatın akışı için­de zıttımız olan karakterin aktiviteleriyle geçirmek zorun­da olduğumuz birçok dönem yaşarız. Ama bu değerler ve aktiviteler bizim için doğal yaşanmaz. Eğer zıt karakterimizin değer ve aktiviteleriyle uzun sü­ re yaşamak zorunda kalırsak, stres, endişe, öfke, can sıkın­tısı yaşamaya başlarız. Kendimizi özümüzden kopmuş gi­bi hissederiz. Ne kadar olgunlaşırsak olgunlaşalım, zıt karakterimiz için doğal olan bir hayat bize doyum vermez. "Ben asla böyle bir hayat yaşamak istemem" dediğiniz hayattan keyif alan ne çok insan var, değil mi? Karakterimiz bizim "kaderimizdir".
Reklam
Dört yin karakteri (Dost, Mistik, Ebedi Çocuk ve Filo­ zof) hayatı gittikçe genişleyen yatay konumdaki çember gibi algılar. Eşitlikçi ve liberal yaklaşımları ile bilgiye ve birebir ilişkilere önem verir. İlerlemek daireyi büyütmektir, yukarı tırmanmak değil. Geri insan ile gelişkin insan ara­sındaki fark çemberin yarıçapıdır. Rekabet ve başarı yarışı onları motive etmez. Toplumsal yapının ve sistemin bu kavramlara önem verdiğini bilir ama yine de onlar için çok fazla önemi yoktur. Yin karakterleri, yaşama kendilerinden farklı bakan ka­ rakter yapılarının olduğunun farkındadır. Sevdiği işi yaparak mutlu olmak, hobilerine zaman ayırmak ile mücadele ve başkalarıyla yarış sonucu kazanı­lan maddi başarı, konum ve güç sahibi olmak arasında ya­pılacak seçimde tercihi genellikle birinci seçim olur. Çocuklara kendi bireyselliklerini bulmaları için özgür­ lük tanınmalıdır. Evlilik partneri seçimi, birlikte olmaktan zevk almak, seks, karşılıklı destek, sevgi ve iletişim, eğlence arkadaş­lığı ve ideali paylaşmak gibi kriterlere göre yapılır. Bunla­rın yanında para, konum gibi şeyler de olursa ne ala. Ama şart değildir. Ayrıca toplumsal baskıya direnebildiği ölçü­de evlilik kontratı da şart değildir. Gerçek evlilik, gönül birliğine dayanır. Bu birlik bitti mi evliliğin sürmesi de gerekmez.
13 öğeden 11 ile 13 arasındakiler gösteriliyor.