Medreseye, ulemaya ve hatta İslâmî bir siyasete rağmen, modern eğitim-öğretimin gelişmesini temin ederek maarif merkezi teşkilatının bu kadar büyüyüp ön plana çıkması dikkati çeken bir durumdur. Çünkü Meclis-i Mebusan'ın kapatılmasına rağmen, modern maarif teşkilatı kurulup geliştirilmişti.
Padişah Abdülmecid de maarif alanında yapılacak reformları destekliyordu. Hatta maarif alanında yeni bir hamlenin başlatılmasında Abdülmecid'in büyük rolü olmuştur. Şöyle ki, Tanzimat Fermanında öngörülen reformların, askeri saha hariç, diğer alanlarda gerçekleştirilemediğini gören Abdülmecid, 1845'de Bab-ı Ali'ye giderek sadr-ı azam başta olmak üzere devlet erkanının bu hususa dikkatini çekmiş ve derhal gerekli tedbirlerin alınmasını emretmiştir.
Reklam
Eğitim dili olarak Arapça'nın hâkim olduğu ve ayrıca gözlem, deney, araştırma ve tenkide kat'iyyen yer vermeyen medreseler, kemiyet ve keyfiyet bakımından da çağın ihtiyaç ve icaplarına göre tahsil ve terbiye vermiyordu. Özellikle, Avrupa'daki felsefi, ilmî ve teknik gelişmeler karşısında, medreseler tamamen aciz durumda kaldılar.
Tanzimatçıların, reformcu veya modern eğitim görüşleri kısaca şundan ibaretti. Evvelâ, Tanzimatçıların görüşü Avrupa'nın liberal ve laik fikirlerinin etkisini ve kokusunu taşımaktadır. Bununla birlikte eğitimi devletin denetimi ve gözetimi altına koyabilecek yeni bir düzen yaratmak arzusunda idiler. Bunun yanında, Osmanlı toplumunu birleştirici ve kaynaştırıcı bir eğitim sistemi öngörülüyordu. Bu şekilde birleştirici laik liberal ve modern bir eğitim sistemi imparatorluğun toprak ve siyasi bütünlüğünün muhafazası ve aynı zamanda da batılılaşma için en önemli bir vasıta olacaktı. İşte, önemli iki görevi yerine getirecek bir vasıtayı (eğitimi) elbette devlet elinde bulundurmak isteyecektir.
(Gazi Üniversitesi, Ziya Gökalp Sempozyumu, Ankara, 8 Mart 2004) Seksen dört yıl önce, 25 Ekim 1924 tarihinde, Büyükada'daki evinden sedyeyle getirildiği Taksim-Harbiye arasındaki Fransız Hastanesi'nde öldü. Kesin bir tanı konulamamıştı, bir süredir devam eden hastalığına aksi olsaydı bile ülkenin ve adı geçen sağlık kurumunun o günkü
Sonra İstanbul ve başka illerden gelenler. İstanbul Üniversitesi'nden Prof. Dr. Mustafa Erkal, Korkut Tuna ve Doç. Dr. Özcan, Marmara'dan Prof. Dr. İnci Enginün ve Bilken'ten Prof. Dr. llber Ortaylı... Gaziantep Üniversitesi'nden Prof. Dr. Hikmet Yıldırım Celkan ile Süleyman Demirel'den Prof. Dr. Bayram Kodaman...
Geri14
46 öğeden 41 ile 46 arasındakiler gösteriliyor.