"Müslümanca yaşamak isteyen her insan nasıl davranacağı, neler yapacağı hususunda hiçbir zorlukla karşılaşmaz. Zorluk ancak Müslüman gibi görünüp de Müslüman gibi davranmak istemeyenlerin payına düşmektedir."
Müslüman ölümü unutmak için değil, tersine ölümün varlığını Allah'ın emri olarak telakki ettiği için ve onu sürekli olarak bilinç düzeyinde tutabilmek için an içinde yaşar. An içinde yaşamak ona kul olma bilincini duyurduğu ve birazdan öleceği gerçeği bu fırsatı elinden alacağı için anlam taşır. An, Müslüman için şimdi varım ve yaşıyorum, biraz sonra ölürüm ve yok olabilirim bilinci ile müteradif bir kabuldür...Bu yüzden"an"bir haz ve lezzet aracı olarak kullanılmaz, kul olma bilincinin yüklenildiği bir fırsat olarak değerlendirilir.
Reklam
Yaşamak benim için bir sevinç oluyorsa, bu, bana bağışlanmış hayatı, bağışlayanın rızası uğruna ve o doğrultuda sersebil edebildiğim içindir. Sevinci, bu rızaya mazhar olmanın dışında tatmak isteyen, sadece hüsranı tadacaktır.
Hz. Ömer'e, cahiliye döneminde kendisini en çok güldüren şeyin ne olduğu sorulduğunda şu cevabı verdiği nakledilir: "Yolculuğa çıkmadan önce hurmadan putlar yapar, acıkınca da onları yerdik."
Sanıyorum Nietzsche'ye ait şu söz: "Hafızam belli birşeyi yaptığımı söylüyor, vicdanımsa yapmadığımı; hafızam vicdanıma yenilmeyi kabul ediyor."
Reklam
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.