Ricardo'nun ünlü emek-değer kuramına göre de, bir malın değerini o malın üretimi için harcanan çaba, yani emek belirlemekteydi. Mallar onların üretimi için gerekli emeğin azlığı ya da çokluğuna uygun bir oranda değiş tokuş edilir, alınır ve satılırdı. Bu da sonuçta, malların değerini emek belirlediğine göre tüm üretimin emeğe ait olduğu düşüncesini doğurmaktadır. Gerçekten de, yarım yüzyıl sonra Karl Marx tarafından biraz farklı bir biçimde dile getirilecek olan bu kuram tüm dünyayı sarsacaktır.
Egemen sınıflar bir Komünist devrim önünde varsın ürpersin. O devrimde proleterlerin zincirlerinden başka kaybedecek şeyleri yoktur. Kazanacakları bir dünya vardır.
Bütün ülkelerin proleterleri birleşin!
Karl Marx ölümünden az önce 1883'de, yapıtının yol açtığı kimi yorumları gözönüne alarak onlara imzasını atmaktan kaçınmış ve "ben marksist değilim" demiştir.
Hayat mücadeledir. - KARL MARX
Mücadele, yiyeceklerin tadını kaybettiği o andır.
Mücadele kendinizden duyduğunuz kuşkunun kendinize yönelik bir nefrete dönüştüğü andır.
Mücadele, biriyle sohbet etmeye çalışırken karşınızdakinin söylediklerinin hiçbirini anlayamamanızdır, çünkü o anda aklınızdan geçen ve kulaklarınızda yankılanan tek şey Mücadele'dir.
Mücadele, mutsuzluktur.
Mücadele, daha iyi hissetmek için tatile gitmek ve tatile gittiğiniz için daha kötü hissetmektir.
Mücadele, insanların arasında yapayalnız olmaktır. Mücadelenin merhameti yoktur.
Mücadele, tutulmamış sözlerin ve yıkılmış hayallerin ülkesidir. Mücadele, soğuk ter demektir.
Mücadele, büyüklüğün ve başarının kaynaklandığı noktadır.