Raja’nın Oğlu, Prenses Labam’ı Nasıl Kazandı?
Ülkenin birinde bir Raja yaşardı. Tek evladı olan oğlu, her gün avlanmaya giderdi. Bir gün annesi Rani dedi ki: “Bu üç tarafta dilediğin gibi avlanabilirsin ama şu dördüncü tarafa sakın gitme.” Kadın böyle bir uyarıda bulundu çün- kü dördüncü tarafa gittiği takdirde oğlunun güzel Prenses Labam’ın varlığından haberdar olacağını, sonra da Prenses’i
getirmiş ve onları kadı karşısına çıkarıp başından geçenleri anlatarak üç dervişi hırsızlıkla suçlamış. Kadı, devecinin ifadesini yerinde bularak üç ermişi deveyi gasbetme suçundan hapse atmış. Kısa bir süre sonra adam devesini arazide başıboş dolaşırken bulmuş ve dervişlerin salıverilmelerini temin maksadıyla mahkemeye başvurmuş. Daha önce
Sayfa 127
Reklam
Otele döndüğümüzde küçük bir paket verdiler bana. Odaya çıkar çıkmaz heyecanla açtım. Küçük bir el aynası çıktı içinden. Altın yaldızlı, işlemeli ama çok eski bir aynaydı. Aynasının kenarlarından sırları dökülmüştü. Çok güzeldi. Onunla birlikte bir mektup bırakılmıştı: "Oradan oraya giderken insan hayatı düşünüyor. Çocukluğunu, nereden nereye geldiğini, unuttuğu anları.... Büyüdüğünü, yaşlandığını hissediyor. Çocukken küçücük şeyler bize ne büyük mutluluk verirdi. Şimdi istediğimizi yapmak elimizde ama her nedense bizi mutlu eden şeyler gittikçe azalıyor. İşte suların içine batacağı söylenen bir kente tepeden bakarak yenen bir yemek, bir kadının söylediği unutulmaz şarkılar, hiç beklenmedik karşılaşmalar... Tanımadığın bir sokakta yürürken birdenbire onun da yanında olmasını istediğin, içinin ürperdiği kısacık bir an... Bir yerlerden istemsiz çıkıp geliveren bir yüzün, tutmak istesen de silinip gittiği o kısacık an... Bir yandan bunlar, insanın kendi kendine kaldığı, trenin camlarından yabancı hayatların akıp gittiği, geride kaldığı bir anda uzaklara giderken aynı anda kendi içine, kendi geçmişine yaptığı yolculuğun silik, tarifsiz duygusu, öte yandan sorumluluklar, görevler, bekleyenler... Gördüğüm ne varsa hayalimde senin yanına koyuyorum, senin üstüne giydiriyorum, senin eline alıp baktığını düşünüyorum, senin dokunmanı istiyorum... Bu küçük aynaya baktım ama kendimi değil, senin yüzünü gördüm içinde... Kendinize iyi bakın küçükhanım..."
Sayfa 172Kitabı okudu
Sorulması Gereken 12 Soru
Sorulması gerek 12 soru, çocuklarınızın davranışlarındaki ani değişikliklerin en sık karşılaşılan nedenlerini bulmak için kendinize ilk olarak sormanız gereken anahtar sorulardır. Sorun çözmeyi öğrenirken, başlangıçta, bu soruların bir kopyasını alıp soruların altına cevaplarınızı yazın. Bazı soruların cevapları sizin sorumluluğunuzdan dolayı
Sayfa 498Kitabı okudu
Hahahaha =)) Muhteşem cidden ! =))
Belki 150 kişi çağrılmış. Önce ayakta şampanyayla havyar sunuluyor. Sonra sofralara oturulacak ve yemek başlayacak. Ben ayakta durmaktan sıkıldım. Kenarda bir kanepeye oturmak istedim. Orada benden önce oturan yakışıklı bir zat, ayağa kalkarak ceketinin düğmelerini ilikledi ve: "Buyrun Aydın Bey!" dedi. Ben mahcup oldum. "Aman efendim, niçin rahatsız olu­yorsunuz?" dedim. O yine incelikle: "Rahatsız olmak ne demek? Siz bizim velinimetimizsiniz" dedi. Ben: "Bu da nereden çıktı?" deyince, açıkladı: "Ben Tekel Genel Müdürüyüm!"
Sayfa 293 - YKY 8. Baskı 2010
@ (Süleyman Kaya (gaye) O Aslan Hocaya İhlâs Risalesi Süleyman Kaya Ağabey Isparta’dan Konya’ya on beş gün yürüyerek geliyor. İhlâs Risalesini tefsir sahibi Vehbi Hocaefendiye okutmak istiyor. Vehbi hocayı arıyor, soruyor; filan yerde olabilir diyorlar. Gidiyor, kapıyı çalıyor. “Vehbi Hocaefendiyi görmek istiyorum” diyor. “Gel kardeşim seni
Nesil Yayınları 1.baskı
Reklam
58 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.