Yazar. 8 Ekim 1943, Gaziantep doğumlu. Urfa Lisesi (1967), İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi TDE Bölümü (1972) mezunu. 1967 yılında haftalık İttihad gazetesinde başladığı yazarlığını Yeni Nesil gazetesi ve Yeni Asya Yayınlarında sürdürdü. Erenköy Güneş Lisesinde (1987-90) ve Gaziantep İlköğretim Okulunda Türkçe-edebiyat öğretmenliği yaptı.
İlk yazısı 1962 yılında Yeni Ülke (Gaziantep) gazetesinde, sonraki yıllarda makale ve röportajları Hareket (Erzurum), Zülfikar, Uhuvvet (İzmir), Yeni İstiklâl, Babıalide Sabah, İttihad, Yeni Asya, Yeni Nesil dergi ve gazetelerinde yayımlandı. Bediüzzaman Said Nursi hakkındaki geniş araştırmalarıyla tanındı. Son Şahitler Bediüzzaman Said Nursi’yi Anlatıyor adlı eserinin birinci cildiyle Türkiye Millî Kültür Vakfının Teşvik Armağanını kazandı (1978). Bediüzzaman hakkında çalışmaları, İngilizce, Urduca, Hintçe, Malayca ve Arapçaya çevrilerek Amerika, İngiltere, Malezya, Irak, Mısır dahil on iki ülkede aynı alanda yapılan araştırmalara kaynak alındı. Bu konudaki kitap çalışmalarının yanı sıra, genel yayın müdürlüğünü yaptığı Köprü dergisine Bediüzzaman hakkında bir de özel sayı hazırladı (Mart, 1986)
Ben bir fikir adamıyım. Fikir adamı demek, "fikir için yaşayan" demektir. Bu itibarla doğru veya yanlış her fikrin mutlak ve kâmil bir hürriyet içinde kendini ifade etmesi ülkemizin haysiyeti, vakarı ve şerefidir. Ne yazık ki, hürriyeti yalnız Batı'dan gelen abesler için kabul ediyoruz. Fikre ambargo koymayı, cinayetlerin en büyüğü telakki ederim.
Bediüzzaman Said Nursî bir havaridir. Bir mücahittir. Bir dünya görüşünün yayıcısıdır. Bu dünya görüşüne katılsın katılmasın, her namuslu insanın vazifesi; bu toprağın bağrından fışkıran salâbet, metanet, ciddiyet ve samimiyetini asırların imtihanlarından geçerek ispat etmiş bulunan İslâmî düşünceleri tamim ve neşir etmektir. Kanaatlerinden emin olanlar başka kanaatlerden nasıl endişe edebilirler? Hristiyanları aslanlara parçalatmak, Roma'nın ne işine yaradı? Zulüm her samimi düşünceyi kanatlandırır. Said Nursî'den niçin korktular? Işığa çıkan her düşünce, eğer isabetsizse, başka bir düşünce ile cerh edilir. Tenkidin, yerini cebre terk etmesi, aczimizin inkâr kabul etmez burhanı olur.
Bediüzzaman Said Nursî , kat'iyyen Kürtçü değildir. Dar anlamıyla bir Türkçü de değildir. Mükemmel bir Osmanlıdır ve Osmanlı milliyetçisidir. Osmanlı münevveridir ve Osmanlı münevverleri arasında da, inandığı davaları, değişmiş olan zamanın şartlarına göre çok iyi intibak ettirmesini bilen bir kimsedir. Harikulade kuvvetli bir hafızaya sahiptir. Batı kültürünü, Batı üniversitelerinden defalarca diploma almış olanlardan daha iyi anlamıştır.
Risale-i Nur 'a karşı alınmış her türlü tertip neticesiz kalırken, bu hareketin tutunma ortamı bulabilmesi, onun bu asrın ihtiyacına cevap olduğu hakikatını, inkarı imkansız şekilde ortaya koymaktadır.
Bediüzzaman Said Nursî 'nin eserleri doldurmaya çalışmaktadır. Risale-i Nur, insanları imana davet eden bir eserdir.
Hamdi KASABOĞLU (Diyanet İşleri Müşavere Heyeti Üyesi)
"Diyebilirim ki, son iki yüz yıldan beri tefekkür dünyamızı istilâ eden Batı’nın işportalarından gelişi güzel devşirilmiş sahte, sakat ve şahsiyetsiz paçavralar arasında benzerine güç rastlayacağımız dürüst, metin, dost ve bu toprağın bağrından fışkıran düşüncelerle dolu bir hazinedir
[Üstâd Bediüzzaman] Van Gölü'ndeki Akdamar Adası'nı kastederek,
"Bu adada on sene kalarak elli talebe yetiştirsem, o talebelerle İslâm'ı bütün dünyaya yayıp dünyayı fethedebilirim." diyordu.
(
-"Üstâd'ım, Âlem-i İslâm'ın hali ne olacak?" [sorusuna]
- [Üstâd Bediüzzaman şöyle cevap verdi;] "Kardeşim! Göreceksiniz, iniş bitti, çıkış başladı."
(Nakleden: Ali Akalay,
Öncelikle bu esere ortak bir inceleme yapma kararı vererek kendisini tanıma imkanı bulduğum
DOĞUKAN YAZICI
kardeşimle tanışmamıza vesile olduğu için bu eserin bendeki yeri büyüktür. Çok zarif başlayan dostluğumuzun ebede kadar aynı güzellikte sürmesi dileğiyle kardeşim , iyiki varsın. :)
Birlikte yaptığımız bu küçük etkinliğe
“Hakikî zevk ve elemsiz lezzet ve kedersiz sevinç ve hayattaki saadet yalnız imandadır ve iman hakikatleri dairesinde bulunur.”
“İman mânevî bir Cennet çekirdeğini taşıyor. Küfür mânevî bir Cehennem tohumunu saklıyor. Demek: Selâmet ve emniyet,yalnız İslâmiyet’te ve imandadır.”
diyen Risale-i Nur Külliyatı’nın Müllifi Aziz Üstad Bediüzzaman Said Nursi ve Eserleri hakkında değerli yazarların fikir ve görüşlerinin aktarıldığı Değerli Araştırmacı-Yazar Necmeddin Şahiner Beyefendinin kaleminden harika bir kitap.
Bize Hayreddinli Derler. Yazar kitapta kısaca, Barbaros Kardeşlerin İshak & Oruç & Hızır & İlyas Reislerin Akdeniz'i bir Türk gölü haline getirmek için, Cezayir, Tunus, Fas, Anadolu, Yunanistan, İtalya ve İspanya açıklarında yaptıkları mücadeleleri gayet sade bir dile satırlara aktarmış. Bence bu tür kitap severlerin okumadan geçmemeleri gereken bir kitap. Ecdadımızın o müthiş mücadelelerini anlatan, heyecanlı ve aksiyon dolu satırlar... Keyifli okumalar...