Yoktun!
Kim bilir kaç gece odamı kelebek bastı,
aşkına adanmış hayallerim hasretinden kim bilir kaç ormanı yaktı!
İçimde her gece biraz daha yetim kalan çocukluğum,
içimi milim milim kemiren yokluğunla aynı paydalarda eşitlenemedi,
ölümden beter hasretin hiç sadeleştirilemedi!Hayalinle sevişirken yastığımı sırılsıklam eden gözyaşlarım,
delirmiş
Fakat o görünmedi. Bir sürü ilgisiz insan gelip gitti, postacı, marangoz, şişman bir satıcı kadın binaya girip çıktılar, sokaktan hiç umursamadığım onca kişi geçti, bir tek o gelmedi.
- "(...)İşi mektuba döken erkek zaten meydan muharebesini kaybetmiş demektir! Kendisi, tavrı, edası, fizik bütünlüğü dışında dâvâyı postacı elinde fikre havale etmek, ne zaaf, ne zaaf!.."
Sayfa 180 - Ense Kökü'nde Feza, 2. Baskı 1976, Büyük Doğu YayınlarıKitabı okudu
Düzinelerce önemsiz insan, postacı, bir marangoz, şişman bir pazarcı kadın evden çıktılar ya da eve girdiler, yüzlerce ve yüzlerce alelade insan sokaktan aceleyle geldi geçti, bir tek o, o gelmedi.
Fakat o görünmedi. Bir sürü ilgisiz insan gelip gitti, postaci, marangoz, şişman bir satıcı kadın binaya girip çıktılar, sokaktan hiç umursamadığım onca kişi geçti, bir tek o gelmedi.
Her işe eşit ücret verilsin, işin niteliği değil, iyi ya da kötü yapılması belirleyici olsun. Kötü yapılan işe daha az, iyi yapılan işe daha çok ücret ödensin, kadın ya da erkek, bakan ya da postacı, hiç fark etmesin.