Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Üsküdar’daki bu Attar Dükkanı nice sohbetlerin, nice dostlukların, nice himmetlerin, nice hayırların, nice tefekküre şâyân ibretlerin, nice füyûzatın, nice manevi tohumların ve irşadların sebebi ve mihveri olmuştu.
Sayfa 112Kitabı okudu
Cahil insan yüksek bir mevki sahibi olmakla faziletli biri olmuş sayılırmış.Süslü elbiselerle zariflik satan cahiller zarafeti ve nezaketi elbiselerin de aramışlar oysaki bütün zerafetin mahareti terzilerine aitmiş kendilerinin beyni ve ahlakı elbisesiz kaldığından teessüfe şayan sayılırlarmış.
Reklam
HAM MODERNİSTLER İÇİN
Modern olmayı sadece giyim-kuşamdan ibaret sayan ham modernistleri şair hicveder. "Oğlan hoppa, kız züppe, ana sürtük, baba kaz Bundan daha asri aile olamaz Asriliğin manası edep, irfan demektir Bizdekine gelince düpedüz b...k Yemektir" (Osman Yüksel Serdengeçti)
Sayfa 240Kitabı okudu
İslâm milletleri içinde ve bütün dünyada Türkler ahlâklarıyla temayüz etmişlerdir. "Asyanın Üstünlüğü ve Düşkünlüğü" kitabının müellifi F. G., Kanuni Sultan Süleyman devrinde İstanbul'da yetmiş iki buçuk milletin, dinin, dilin kaynaştığı bu yerde dört sene içinde, zabıtayı alâkadar edecek dört hâdise olduğunu kaydeder ki bu hayretlere şayan bir meseledir. Şimdi İstanbul'un alelâde bir semtinde 4 yıl değil, 4 ay değil, hatta dört hafta değil 4 günde zabıtayı ilgilendiren kim bilir kaç hâdise zuhur ediyor?! Ne kanunlar, ne polis, ne jandarma bunları önleyemiyor! Kanunu, jandarmayı, polisi içimizde, vicdanımızda hissetmedikçe bütün bu dış gayretler, teşkilatlar boşuna... Kısaca kanun, polis korkusunun yerine Allah korkusunu kaim kılmadıkça, bütün gayretler boşuna...
Zira Feyzâ, bu günkü haliyle cidden takdire şayan ve ebedi hayat arkadaşı olmaya lâyık bir kadındı...
Sayfa 227
Napolyonun islamın zaferini tesadüfî şartlara bağlaması
Prof. Hamidullah, eserinin 26. sahife, 5. paragraf, 2-4. satırlarında da, «Sent-Helen'deki ikameti esnasındaki tefekkürlerinde Napolyon haklı olarak şöyle düşünüyordu: «İslâmiyetin tesisinde bazan mucizelere götüren tesadüfi şartlardan ayrı olarak, bizim bilmediğimiz birşey olması lazımdır...» diyor. Napolyon, İslâmın bir kısım parlak zaferlerini tesadüfi şartlara bağlıyor. Napolyon, Napolyon olarak öyle düşünebilir. Onun için normaldir. Fakat müellif, «İslâm Profesörü ünvanına sahip birisi olarak nasıl böyle düşünebilir? Ve nasıl onu bu sözlerinde haklı bulur? Doğrusu bu husus da şayân-ı hayrettir...
Sayfa 102 - MadveKitabı okudu
Reklam
Kur'an'ın tecvit ile okunması
Kur'an'ın tecvitle okunmasını küfür sayan cahil mealci guruba şunları da öğretelim: İslâm dini Arapça konuşmayan bir çok ülkelere de yayıldıktan sonra artık Kur'an-ı Kerim'in harflerini dosdoğru talaffuz edemeyen kavimler dahi onu okumağa başladılar. Bunun üzerine haliyle yanlış ve hatalar çoğaldı. Öylesine çoğaldı ki İslâm
Sayfa 27 - MadveKitabı okudu
Cahil
İlmiye sınıfından Ma'lum/bilinen, hikaye etti: "Cahilin hiddeti sözünde, sesinde, akıllının hiddeti ise işindedir." Ben diyeyim bir ülke, siz deyin bir seyyare/gezegen hastalanmış. O kadar hasta ki giriş kısmına "Cahiliyye ye hoş geldiniz, yazılsa muvafıktır. Ya da bütün hastaneler külliyen cahiliye polikliniğine ve
Farklı bir nakış
Kadınları kızları örtülü, halkı topyekün İslâmî emirlere riayetkar, tertemiz, sakin bir kasaba mi mevcuttur bir köşede?... Oranın da diğer bozulmuş kasaba ve şehirler gibi olmasını temin etmek için şer kuvvetlerin elinde gayet basit ve kolay çareler vardır... Ya o kasaba en ufak bir tarihi kıymeti haiz ise veya manzara itibariyle tabii bir cazibeye sahipse orasi derhal turistik mahal olarak ilân edilir. Otel ve moteller inşa edilerek edeb ve ahlâk kaidelerini hiçe sayan şortlu ve mayolu çırılÇıplak turistlerin buraya akını sağlanır. Ya askerî veya sivil her hangi bir tesis kurularak inşa edilen modern lojmanlarda hanımları, kızlari mini etekli, kendileri içkici ve kumarcı olan büyük şehirden getirilmiş mâneviyatsız memur ve müstahdemler oturtulur. Veya en mükemmel ve tesirli çare olarak, "genç kızları eğitme" ismi altında oraya bir Kız Enstitüsü kurulur; okulun başına açık saçık, makyajlı, mâneviyatsız ve mukaddesat düşmanı bir müdire hanım ile öğretmen kadrosuna da yine aynı giyim ve fikriyatta olan mini etekli kadın öğretmenler, sosyalist, din ve iman düşmanı erkek hocalar tayin edilir
Sayfa 55 - BilalKitabı okudu
Üsküdar’daki bu Attâr Dükkânı nice sohbetlerin, nice dostlukların, nice himmetlerin, nice hayırların, nice tefekküre şâyân ibretlerin, nice füyûzatın, nice manevi tohumların ve irşâdların sebebi ve mihveri olmuştu.
Sayfa 112Kitabı okudu
40 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.