Ömür Hanım
Seni çok özledim, çok
Ben gelene kadar çürüme ne olur.
Yüzüm kuyular mührü
Ellerim iki turna uyuduğun sonsuzlukta
Odalar toprak döküyor üstüme.
Ölümü de dünyada yaşıyormuş insan
Gövdem kalbimin darağacı
Şahgülüm... uzun sürmeyecek yalnızlığım.
“Ben iyiyim bebeğim. Sen yanımda olursan daha iyi
uyurum hem. Acaba geldin mi diye saat başı uyanıp kontrol ediyorum akşamdan beri.”
Dudağımı ısırdım. Doğruya doğru, ben de onu görmek
istiyordum.
“Peki o zaman geliyorum,” dedim.
“Güzel.” Sesindeki mutluluğu duyabiliyordum.
Biraz sonra evine ulaşmıştım. Arabayı kapalı garaja park
ettim ve benim için açık bıraktığı lambaları teker teker kapatarak yukarıya çıktım. Yatağmdaydı, çıplaktı ve uyuyordu.
Çok seksi görünüyordu, o benimdi.
Hemen soyunup yanma yattım. Başımı göğsüne yasladım ve bacaklarımı beline sardım.
Uyandı, o sihirli ellerini vücudumda gezdirmeye baş
ladı. Bir yandan da saçımı öpüyordu. Bir anda yüz seksen
derece dönüverdik ve üzerimdeydi.
“Seni özledim,” diye fısıldadı kulağıma.
“Ben de seni özledim.”
Gamzemi öptü ve oradan dudaklarıma geçip yumuşak
öpücükler kondurmaya başladı. Dilini yavaşça ağzımın
içine soktu. Dillerimiz dans ediyordu. Elimi uzatıp pikeyi
kaldırdım ve kocaman aletiyle karşılaşınca gülümsedim.
Kalçası da muazzamdı.
Bacaklarımı ayırıp kendisini yerleştirdi ama hareket etmedi. Sadece orada kaldı. Beni yumuşakça öpüyor, okşuyordu. Ben de arkasını sıvazlıyordum. O halimizden ikimiz de memnunduk. Seviyorduk birbirimizi.
Bacaklarımı kaldırıp kasığımı ona yaklaştırdım. Aleti
bana değdiğinde inledim. O da inlemeye başladı.
Kalbimden neler geçtiğini, kafamda biriktirdiklerimi, tasarladığım her şeyi bildiğini düşünüyorum. En azından tüm bunları hissettiğini. Belki de böyle bir beklenti benimkisi. Çünkü bunları sana asla söylemeyeceğim. Asla söyleyemeyeceğim. Oysa o kadar dilimin ucundalar ki. Rüzgar esse düşecekmiş gibi, gözlerime baksan, giderken başını bir kez geriye çevirsen, ağzımdan dökülüverecek kadar dilimin ucunda. Uzunca susuşlarım, ağzımı bile açmadan öylece kalakalıp, bakışlarımı kaçırışım hep bundan. Burada hava her geçen gün biraz daha soğuyor. Zaman diyorum, biraz daha zaman. Dilimin ucundaki kelimeler bu kış da donmazsa bir dahaki yıl uçmayı öğrenecekler. Biraz zaman diyorum. Kalbimin bir yanı sıcak kalabilirse bu kış, bir delilik daha yapacağım. Ne bir portakal bahçesinde dolaştım ne de bir posta treninde yolculuk ettim. Çiçekler bir açmaya görsün, bir çılgınlık yapıp hatır için öleceğim. Aslında seni çok… özledim.