" Osmanlı imparatorluğu'nda iki farklı kültürel dünya birbiriyle fazla ilişkisi olmadan yan yana yaşıyordu. Bunlardan biri kısmen sözlü olarak nakledilmiş edebi geleneklerin dünyası folk- kültür dünyası hikayeler, epikler ve yaygınca okunan popüler şiirdi.İkincisi yüksek kültür dünyası ilkinden hemen hemen Çin Seddi ile ayrılmıştı. Divan edebiyatı diye adlandırılan bu ikincisinin kalitesi yükseltilmiş atmosferinde, iletişim araçları ulemanın nispeten ufak bir grubu, merkezi idarenin "bölümlerinin" yüksek kademeli memurları ve birkaç tane de hiçbir yere bağlı olmayan "hommes de lettres" tarafından kontrol edilirdi."
Sayfa 147 - İletişim YayınlarıKitabı okudu
" Osmanlı devleti Krallık mülkleri, eyaletler, imtiyazlı şehirler ve topluluklar, üniversiteler ve yüksek rütbeli memur grupları gibi batıda var olan hükmi grupların gelişmesine katiyen izin vermedi."
Sayfa 113 - İletişim YayınlarıKitabı okudu
Reklam
" Osmanlı Devleti'nin temelinde zengin bir dini gruplar mozaiği, aşiret birliklerini, etnik unsurları ve müreffeh şehirleri yekpare bir çatı altında teşkilatlandırmaya muvaffak olan bir merkez bulunmaktadır."
Sayfa 111 - İletişim YayınlarıKitabı okudu
" Türk tarihinde halkçı, eşitlikçi demokratik bir nesil sürekli var olmuştur. Türk halkının bütün kesimlerinin politikayı kendilerine ait bir saha olarak görmeyi sürdürmüş olmalarındaki ısrar bu demokrasinin muhtevasının bir yönüdür. halkın demokrasi taleplerinin vüsatinin hükümdarları uyarmış veya daha dikkatli yürümeye zorlamış bulunması madalyonun diğer yüzüdür."
Sayfa 110 - İletişim YayınlarıKitabı okudu
" Batı Avrupa demokrasi tarihinin de bir dizi birbiriyle ilgisiz şiddet ve entrika serüvenlerini andırdığı unutulmamalıdır."
Sayfa 109 - İletişim YayınlarıKitabı okudu
" Çok milletli imparatorlukta Türk o zamanlar pek bir itibar gören bir kelime değildi.Daha çok geri kalmış ya da göçebe anlamında kullanıyordu. Namık Kemal yazılarında bazen Osmanlı kelimesini bazen de onunla eş anlamlı olarak "Türk"ü kullanmıştır, fakat Türklerin en eski tarihlerinden beri medeniyete katkıları olduğunun ilk defa altını çizen Abdülaziz'in askeri okullarına hazırı Süleyman paşa idi."
Sayfa 95 - İletişim YayınlarıKitabı okudu
Reklam
1.000 öğeden 441 ile 450 arasındakiler gösteriliyor.