Türkiye 1923-1950 yılına dek takip ettiği öz kaynaklarla kalkınma stralejisi terk edilmiş ve dış borclanmaya dayalı büyümeden yana tavır alınmıştır. Bu dönemin teorik düşüncesi devletin ekonomiden çekilmesi ve enerji , su , iletişim ulaşım gibi altyapı yatırımlarına yönelmesi gerekliliğidir. Ülkede 1963 yılından başlayarak üç adet beş yıllık plan hazırlandı -İlk modern anlamda zorunlu sosyal sigorta 1965 SSK Kanunu 1970'ler istikrarsız koalisyon hükümetleri dönemidir Türkiye'nin gerçekleştirdiği 1974 Kıbrıs çıkarması ABD ambargosu ülkede istikrarsizligi artırıp 1970 den 1977 ye kadar 13 mini devulasyon yapilmistir. 1980'ler Türkiye korumaci ithal ikameci sanayilesme stralejisini bırakarak, ihracat odaklı , dışa açık ve piyasa ekonomisi bir sanayileşme modeline geçmektedir . Türkiye , 1973 yılında dünyada başlayan finansal serbestleşme hareketine bu kararla 7 yıl sonra katılmış oldu 24 Ocak kararlariyla liberalizmin ekonomide yerini sağlamlaştırdı. 1983 de başlayan serbestleşme 1989 yılında çıkarılan finansal işlemler serbest bırakılmıştır böylece sermaye hareketleri serbestleşmiştir. KDV; Malların el değişmesi sırasında alınan çok aşamalı genel satış vergisi Türkiye'de 1985 yılında yürürlüğe girdi. İlk kez Fransa'da 1955 yılında Fransa'da uygulanmaya başlamış ve başarı sonucu 1968 Avrupa Ekonomik Topluluğu'na üye ülkeler tarafından yürürlüğe konulmuştur. .
12 Eylül 1980'de ordu bir kez daha yönetime el koydu. 12 Eylül, 12 Mart'ın başlattığı ama tamamlayamadığı şeyi, yani solun tasfiyesini ve düzenin hegemonya krizini çözmek için gerçekleştirilmişti; bu nedenle de köklü bir toplumsal mühendislik projesini hayata geçirmeyi hedefledi. Sol güçler ve sendikal hareket amansız bir şekilde bastırıldı.
Reklam
1945 sonrası dönem Çağdaş Türk Düşüncesinde bir farklılaşmayı temsil etmektedir. Daha önce kemalizmin şemsiyesi altında birbiri ile rekabet eden ve onun farklı kollan gibi görünen liberalizm, sosyalizm, ulusçuluk, muhafazakarlık yukarıdaki siyasi şemsiye zayıflayınca birbirinden farklılaşmaya başlamışlardır. Aslında bu dönem bir taraftan tek
Lutfi SunarKitabı okudu
Muhtemelen, Osmanlı sultanlan arasında en önemli reformist II. Abdülhamid’di. Aynı zamanda otoriteryanizmin etkin tırmanışı liberal ve demokratik düşün­celerin ve özellikle de anayasal ve temsilî hükümet düşüncesinin gelişmesine ne­den oldu. Otoriteryanizm nasıl ki muhakkak gerici bir surette değerlendirilemeyecekse, liberalizm de muhakkak surette ilerici olarak görülemez. Keza, liberalizm de geriye götüren tutumlarla sıkça bağlantılandınlmıştır.
sol liberal akımın akp'yi desteklemesi basit bir hata, bir kaza, bir siyasi körlük değildi. sol liberalizmin tarihe bakışı, yöntemi ve türkiye tarihini okuyuşudur ki bu akımı bugünkü sefil duruma getirmiştir.
Sayfa 18 - yordamKitabı okudu
Atsız, böylesine ırk-merkezci bir bakış açısına sahip olmasına rağmen Türkçü faşizmin "özgünlüğü" ve "biricikliği" üzerinde ısrarla durur ve onun hem nasyonal sosyalizmden hem de faşizmden farklı olduğunu ispatlamaya çalışır. Atsız'a göre Türkçülüğün dışarıdan gelme bir fikir olduğu ve Hitler Almanya'sından alındığı iddiası solcuların uydurmasından ibarettir. Oysaki, nasyonal sosyalizm "yalnızca Yahudilere karşı güdülen" bir ırkçılık anlamına gelirken, Türk ırkçılığı "her millete karşı ileri sürülen" bir ırkçılıktır ve nasyonal sosyalizmden daha eskidir. (2003: 36) Türkçülük, yalnızca Alman ırkçılığından farklı olmakla kalmaz Atsız'a göre; o, milli olan, dışarıdan gelmemiş tek düşünce biçimidir de aynı zamanda: "Bugün Türkiye' deki fikir akımları arasında yerli ve milli olan tek fikir Türkçülüktür. Faydalı veya zararlı olsun, ötekilerin hepsi dışarıdan gelmiştir. Komünizm, bize karşı Rusya'dan aktarılmış ve bir vatan ihaneti halini almıştır. Milletlerarası Yahudi aleti olan masonluk, balkanlar yolu ile Türkiye'ye girmiştir. Bugün itibarda olan demokrasinin vatanı İngiltere, sonra Fransa' dır. Epey taraftarı bulunan iktisadi liberalizm ve devletçilik de yabancı köklüdür. İtalya ve Almanya' da doğmuştur. Hatta bugün Türklerce benimsenip milli bir hale gelmiş bulunan Müslümanlık bile aslında Türk köklü değildir. Türk köklü olan tek fikir, tek ülkü yalnızca Türkçülüktür." (2003: 36)
Reklam
156 öğeden 121 ile 130 arasındakiler gösteriliyor.