Sultan Birinci Ahmet'e, babaannesinin öldüğü haberi verilince, bir kaya hissizliğiyle mukabele etti, bir tek cümle döküldü dudaklarından: "Şerefiyle mütenasip defnedilsin"
Padişah iyi niyetli dirayetsiz, memleketin nereye sürüklendiğini görmesi için etrafını alevlerin sarmasını beklemişti. Valideye itaat bir evlât için elbette vazifedir, lakin milyonlarca validenin mesuliyetini omuzlamış biri, bunun ölçüsünü ayarlamayı bilmeliydi. Adaletin timsali olan bir devletin, adalet dağıtıcıları dahi satın aldığı makamda iş görüyorsa, bundan hayırlı bir netice beklenir mi? Gerçi isyan edenler haklıdır denemez, ama bu apayrı bir konu ve biz şimdi onların isyanına zemin hazırlayanları yargılamaktayız.
Reklam
Hasan Paşa, bir rütbe için insanın insanı sattığı o zamanda: "Vazifemden başka bir şey yapmadım ki," diyor. Vezirlik rütbesi bol keseden dağıtılıp ayağa düşürülmemeliydi Tiryaki Hasan Paşa'ya göre, böyle düşünen insan sayısı bol olsaydı!
Halbuki şartları zorlayıp gelmeliydi Paşa, verdiği cevap ihanet olarak değerlendi. Tiryaki Hasan Paşa, çok müşkül durumda kalınca her şeyi göze alarak askerin moralini bozmamaya çalışacak. Yardımın yolda olduğunu yaydı asker arasına ve çeşitli hilelerle düşmanı da buna inandırdı
Askerin dediğini yaparsa istikbalinin yıldızı kayıverir, yapmazsa olmadık mâceralar sahnelenebilir. Durum oldukça çapraşıktı; ayrıca, şimdiye kadar Osmanlı Devletinde böyle bir sahne görülmemişti. Bir kadının kellesi istenmemişti. Ve "Türk hukuk sisteminde kadınlar idam edilmiyordu." (Üç Haseki Sultan, 66. s.)
Kira, piyasadan tırtılsız akçeleri toplayıp tırtıllı hâle getirdi, yani parayı yonttu, gramajını düşürdü. Bu paralar askere maaş olarak dağıtıldı. Eksik akçe alış verişlerde "tam" yerine esnafa veriliyor, esnaf almak istemiyordu. Asker, elindeki geçmez akçeden bîzar olup, bunun sorumlusunu bulup cezalandırmak istedi. Kimin yaptığı biliniyordu. Sipahiler Sadaret Kaymakamı Halil Paşa'nın huzuruna çıkıp, Ester Kira'nın kellesini istediler.
Reklam
273 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.