(6 Aralık 1945- ): Şair. Yozgat-Sarıkaya'ya bağlı Karayakup köyünde doğdu. İlkokulu köyünde okudu. 1959 yılında Ankara'ya çalışmak için gitti. Köyünün hasretiyle önce âşık kitapları okudu; kendisini şiire verdi. Şiir yazdıkça okuma isteği arttı; kendi kendisini yetiştirdi. 1980'de bir arkadaşının desteği ile Burak Yayınevini kurdu. Millî-manevî muhtevalı kitaplar yayınladı.
İlk şiiri 1968'de Bizim Anadolu gazetesinde çıktı. Türk Edebiyatı, Bizim Ocak, Bizim Dergâh, Ufuk Çizgisi, Sur dergilerinde ve Ortadoğu gazetesinde şiir ve hikâyeleri çıktı.
Şiirlerinde hece ve serbest vezni denedi.
Şiirleri: Bir Duygu ki (1993), Vurgunum (1999).
Osmanlı tarihiyle ilgili kitaplar da hazırlamıştır.
Çin ’de kurulmuş iki
imparatorluğa birden kendisini tasdik ettirmiştir.
İran ile Bizans dahi büyüksün demiştir
Gök-Türk Devletine ve yüceliği onaylanmıştır.
En sağlam dayanaklar din meselelerinde olduğu hâlde , insanların en çürük dallara sarıldığı yer de din sahasıdır. Başka hiçbir mevzuda kandırılması kolay olmayan kimseler hattâ bunların doğruya inanmakta müşkülat çekenleri, din adına söylenen yalanlara anında kanarlar.
Seviyorum seni
ekmeği tuza banıp yer gibi
Geceleyin ateşler içinde uyanarak
ağzımı dayayıp musluğa su içer gibi
Ağır posta paketini
neyin nesi belirsiz
telaşlı, sevinçli, kuşkulu açar gibi
Seviyorum seni
denizi ilk defa uçakla geçer gibi
İstanbul'da yumuşacık kararırken ortalık
içimde kımıldayan birşeyler gibi
Seviyorum seni
Yaşıyoruz çok şükür der gibi.
NAZIM HİKMET RAN
Osmanli Sarayi' nda yer almis, haremde bulunan gelmis gecmis butun kadinlari ele alan bir kitap. Bazilari buyuk izler birakmis, adindan yillar sonra bile soz ettirmeyi basarmis. Bazilari ise hic iz birakmadan silinip gitmis tarihten. Osmanlinin ilk kurulus yillarindaki Padisahlarin kadinlarinin sayisiyla, duraklama ve yikilma donemlerindeki kadinlarinin sayisi arasinda ciddi bir artis oldugu dikkatlerden kacmiyacak derece fazla. Yazarin okudugum ilk kitabiydi. Anlatimi ve olaylara bakis acisi hosuma gitti. Her bir Sultan'i bir sonrakinin hangi Sultan olacaginin meraki ve keyfiyle okudum... Tarih severlere tavsiye ederim...
Kitapla kalin... Evde kalin...
Bir insan bir ömre kaç sıfat sığdırır ?
"Köle ibrahim,Frenk İbrahim, Makbul İbrahim Paşa, Damat İbrahim Paşa ve Maktul İbrahim Paşa"
Nam-ı diğer Pargalı İbrahim Paşa... Parga'dan gelişi, Sultan Süleyman Han ile tanışması ile onunla başlayan yoldaşlığı, has odabaşılıktan vezir-i azamlığa birden yükselişi, başarıları, hataları kısacası hayatı anlatılmış. Akıcı bir kitap adeta film izliyormuşçasına sürükleyici bir eser olmuş. Ne Sultan Süleyman ihsanlarını vermeye doymamış nede Pargalı istemekten ve almaktan doymamış. Yine kendi elleriyle sonunda kendi hazırlamış. Yazar taraflı bir bakış açısından kaçınmış her konu hakkında Peçevî tarihinden, Bizans kaynaklarından, Hammer ve Sultan Süleyman'ın padişahlık tarihini yazan Celâl zade'den alıntılar yapmış olması esere objektif bakış açısı kazandırmış. Okuyucuya Sultan Süleyman Han dönemini yaşatıyor adeta. Pargalı İbrahim'i tarafsız bi şekilde okumak, tanımak isteyenlere tavsiye ederim. Keyifli okumalar :)
Kitap ''reading slump'' dönemime denk geldi . Nedense yazın kışa göre biraz daha az kitap okuyorum. Bu yüzden mi bilmiyorum ama kitapta umduğumu bulamadım. Sebebi de eserdeki NURBANU SULTAN'ın çok fazla anlatılmayıp , dönemin padişahlarından daha çok bahsedilmesiydi. Tamam şunu kabul edebilirim. Nurbanu'nun kayınvalidesi HÜRREM anlatılmış , kayınpederi Kanuni anlatılmış dönemin yapısını daha fazla gözler önüne serilmek için yapılmış olabilir fakat Nurbanu Sultan'ın önüne geçmiş bu konular.
Kitabı bitirdiğimde Nurbanu'ya dair çok az şey hatırlıyorum. Mesela Saray rüşvetle Nurbanu sayesinde tanışmış. II. Selim'in tenperver olmasını çok iyi kullanmış. Hürrem'in saraya alıp yetiştirdiği biri. Venedikli olduğu gerçi bu konuda da şaibeler var , bazıları İtalyandı diyor. Tarih kitabı okumayı çok severim ama ne yazık ki , kitaptan umduğumu bulamadım.
Nurbanu SultanNazım Tektaş · Çatı Kitapları · 201137 okunma