Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Evet! O güne dek bel bağladığı müspet ilimleri ve fenni terk etmek niyetinde olmayan adamın amacı, Allah'ın resûlûne indirilen kitabı, Hertz dalgaları neşreden bir cihâz yani mûrsile yoluyla cümle âleme irsâl etmek, göndermek idi. Allah akıl fikir versin! Amin !
Sayfa 48
Köleleştirilen bu insanlann tek suçları derilerinin renkle­riydi. Giddens'ın verdiği sayılar dikkate alınırsa, on altıncı yüz­ yıldan başlayarak yaklaşık 15 milyon siyah derili insan Amerika kıtasına zorla götürüldüler. Bunların neredeyse 1 milyonu on altıncı yüzyılda, 1,3 milyonu on yedinci yüzyılda, 6 milyonu on sekizinci yüzyılda ve 2 milyonu da on dokuzuncu yüzyılda Amerika kıtasına götürüldüler. Beyaz tacirlerin kadırgalarında zincire vurularak götürülen bu insanlardan yarım milyonu aş­kın bir kesimi 30-40 gün süren eziyet ve işkence dolu yolcu­luğa dayanamayıp öldüler. Ancak güçlü ve dayanaklı olanlar hayatta kalabildi. Amerika'ya getirilen bu siyahı köleler en aşa­ğılık ve en ağır işlerde çalıştınldılar. Yolları onlar temizlediler, demiryollarını yine onlar döşediler. Yalnız çalıştınlmakla kal­madılar, savaşlara da katılmak zorunda bırakıldılar.
Reklam
Her şey ustaca, büyük bir hızla tüketilmeye yönlendirilmişti. İnsanların da kesinlikle bu yüzden sokaklarda dolandıklarını şimdi anlıyordu Doppler; işe gidiyorlardı, işten geliyorlardı, zamanı geldiğinde onları bir işe yönlendirecek eğitim kurumlarına girip çıkıyorlardı ki, bir gün gelip nakit para ödemeden edindikleri evlerin, dairelerin, arabaların, malların borcunu ödeyebilsinler; pek çoğunun ölene kadar kurtulamayacakları borç batağını bir an olsun unutabilmek ve biraz da kafayı dağıtmak için bir yerlerde geçirecekleri tatillerin parasını ödeyebilsinler. Sanayi Devrimi'nden önceki bin yıl süresince büyüme yılda 0.01 oranındaymış, diye okumuştu Doppler bir gazetede. Ancak yaşam standardı on yedinci yüzyılın ortalarından itibaren, elli yılda bir ikiye katlandı. Böylesine bir artış, Sanayi Devrimi'nden önce altı bin yılda gerçekleşiyordu. Sahip olmaya alıştıklarımıza, sahip olmaya alışılması manyakça yani. Pek çok kişinin bu bankın önünden aceleyle geçmesinin nedeni muhtemelen, güçlerinin yettiğinden daha pahalı bir sürü şey almış olmaları, diye düşündü Doppler. Sistem şu şekilde işliyordu: Tüketmek için para kazanmayı beklemeyelim diye bankalar borç vermek için sıraya girmişlerdi.
Sümerlilerde, okul tabletlerine göre 6 gün çalışma, 7. gün dinlenme var. Bu Yahudilere Sabbat olarak geçmiş. On emirde "Sabbat'ı düşün, onu kutsal gün olarak gör!" deniyor. 6 gün çalışıp yedinci günü Tanrıya adanmış bir dinlenme günü oluyor. Yahudilere ve Kur'an'a göre Tanrı 6 günde dünyayı yaratıp yedinci gün dinlenmiş.
Vakit ayırmak sorumluluklarını üstlenmektir. Bu, ne bekletmek ne de bekletilmeye tahammül etmek anlamına gelir. Zamanını kullanmak ötekinin zamanını keyfine göre kullanmak ya da ötekine bizim zamanımızı kullanma izni vermek değil ama kendine bir basınç düşürme alanı açmaktır ve orası yaşanılan ömrün hayatın değerini anlaşılır kıldığı yerdir. Hayata değerini veren gecikme zamanı, insanın kendini geri çektiği bir yer olarak temsil edilebilir. Haftanın "yedinci gününün" anlamı da budur. İster cuma, ister cumartesi ya da pazar densin, yedinci gün geride durmaya ayrılmış gündür.
Gündelik ibadetin haricinde haftalık ibadet olarak Cumartesi gününü takdis etme anlamına gelen “şabat" vardır. Yahudi inancına göre tanrı evreni altı günde yaratmış, yedinci gün olan şabat günü de istirahate çekilmiştir. Bundan dolayı On Emir'den bir tanesi olarak inananlara bir emir veya nehiy olarak şart kılınmıştır. "Şabat Günü'nü kutsal sayarak anımsa. Altı gün çalışacak, bütün işlerini yapacaksın. Ama yedinci gün bana, Tanrın RAB'be Şabat Günü olarak adanmıştır. O gün sen, oğlun, kızın, erkek ve kadın kölen, hayvanların, aranızdaki yabancılar dâhil, hiç bir iş yapmayacaksınız. Çünkü ben, RAB yeri göğü, denizi ve bütün canlıları altı günde yarattım, yedinci gün dinlendim. Bu yüzden Şabat Günü'nü kutsadım ve kutsal bir gün olarak belirledim. "
Reklam
Bartu Sarca'nın güncesinden... 31.12.2025 M̶u̶t̶l̶u̶'̶y̶u̶ ̶ Fırat'ı bu gün rüyamda bir apartmana yedinci katından aşağı atlarken gördüm. Korkuyla uyanıp yanına gittiğimde beni başından attı ardından söylenmeye başladı. İçim hiç rahat değil, kötü bir şeyler olacak hissediyorum. İ̶k̶i̶n̶c̶i̶ ̶S̶o̶k̶a̶k̶ ̶N̶ö̶b̶e̶t̶ç̶i̶s̶i̶,̶ ̶B̶a̶r̶t̶u̶ ̶S̶a̶r̶c̶a̶ ̶ "Yalnızca Bartu"
1026 yılının Şubat ayında Somnat'ı kuşatan İslâm ordusu, dört gün gibi kısa bir sürede şehre girdi. Sultan Mahmud, halkın gözü önünde Şiva adlı putu devirdikten sonra dört ayrı parçaya böldürdü. Ganj nehri üzerinden Gazne'ye dönüşü esnasında Hint kavimlerinden Catlar'ın saldırısına uğrayan Gazneliler kayıplar vererek başşehre ulaştı. Sultan Mahmud'un on yedinci Hindistan seferi, 1027 yılında Catlar'ın üzerine yapıldı. Sultan Mahmud'un donanması büyük bir zafer kazandı ve bölgenin idaresi Ahmed Tegin'e bırakıldı.
Otuz Yedinci Bölüm
Son mektubumu bitirmememin sebebi, Makar ALEKSİYEVİÇ, yazmak çok zor geldiği içindi. Yalnız kalmayı sevdiğim anlar oluyor, hiç kimseyle üzüntülerimi paylaşmadan kederlenmek, acı çekmek istiyorum ve bu anlar her geçen gün daha sıklaşıyor.
Sayfa 131 - Aperatif kitapKitabı okudu
“Hayatımı şans ve heyecan üzerine inşâ ettim.”
İletişim yayınlarıKitabı okudu
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.