Birey hayatını bilinçli bir şekilde yönlendirebilirse ,zamanı da yapıcı amaçlar için kullanma fırsatı elde etmiş olur .Fakat ayak uydurmaya hevesli,başıboş olmayı seçer Ya da seçimlerine göre değil de anlık dürtülere uyarak hareket ederse kantitatif zamanın kölesi durumuna düşer.
Sonuçta ömrümüz boyunca zamanı geçiştirmek için yaşayınca, zamanın elimizde olduğu durumlarda da artık onu kullanma yeteneğimizi çoktan kaybetmiş olabiliyoruz.
Yeni burjuva devletinde yargılama hakkı artık kralın kullandığı bir ayrıcalık olamazdı ya da yerel aristokratların kılıcına, tacına ve ipine teslim edilemezdi. Böylece Parlements; Bastille'le sonuçlanan "mühürlü mektuplar", senyöral ve dinî mahkemeler; eski rüşvet odakları unutuldu. İngiltere ve Amerika'da olduğu gibi yargının yürütmeden bağımsız olduğu ilan edildi. Yargı sadece “ulusa” (yani oy kullanma hakkı olan vatandaşlara) bağlı olacaktı. Yargı herkese eşit ve adil biçimde hizmet edecekti. Belediyeler, iller ve ulusal düzeyde mahkeme başkanlarının seçimle geldiği, ceza davalarında jürilerin seçimle oluşturulduğu mahkemeler kuruldu. En üstte iki ulusal yargı makamı kuruldu: Temyiz Mahkemesi ve bakanların, kamu görevlilerinin, devlet düşmanlarının yargılandığı Yüksek Mahkeme, ki ikincisi 1793’te kurulacak Devrim Mahkemeleri için beklemeye başlanmıştı. Muhteşem "eşitleyici" giyotin, zamanı gelince (Mart 1792’den sonra), aristokrat kılıcı ya da baltası ve köylü ilmeği yerine tüm idam cezalarının uygulanmasında kullanılacaktı.
Cenab-ı Hak Asr Sûresi'nde:
"Asra (zamana) yemin ederim ki insan gerçekten ziyan içindedir. Bundan ancak iman edip salih ameller işleyenler, birbirlerine hakkı tavsiye edenler ve sabrı tavsiye
edenler müstesnadır." (103/Asr, 1-3)
buyurmaktadır.
Zamana yemin ile başlayan bu sürede; iman, amel-i
salih, hakkı ve sabrı tavsiye
Jeffrey'ye bakıp yeniden oturmasını işaret etti. Kendisi de yerine geçti.
Profesör, Amerika sizce de bir şekilde yolunu kaybetmedi mi? Atalarımızın dağlara taşlara kazıdığı idealler yozlaştırılmadı mı? Unutturulmadı mı? Değersizleştirilmedi mi?"
Jeffrey başıyla onayladı. "Bu görüşte olanların sayısı her geçen gün